CHP'nin demokrasi karnesi: Sıfır tolerans, bol linç

Siyaset tarihimizde nadir görülen bir hamle… Yıllardır CHP'nin vitrininde yer alan, mitinglerde "Topuklu Efe" diye alkışlanan Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, rozetini çıkarıp AK Parti'ye geçti.

Ve ne oldu dersiniz CHP'nin demokrasi ezberi tek bir hamlede bozuldu.

Daha istifa dilekçesinin mürekkebi kurumadan, sosyal medyada kıyamet koptu. Yıllardır yere göğe sığdırılamayan, "efsane başkan" diye pazarlanan Çerçioğlu, bir gecede "yolsuz, beceriksiz, korkak" ilan edildi. Dün "kahraman" dediklerine bugün "hain" diyen bir siyaset kültürü, üstelik bu kültürü en yüksek sesle "demokrasi" diye bağıranlar üretiyor.

Madem bu kadar kötüydü, neden bunca yıl vitrin süsü gibi kullandınız Madem Aydın'ı berbat yönetiyordu, neden arka arkaya aday gösterdiniz Yoksa asıl suç, kötü yönetmek değil, sizin geminizden inmeye cesaret etmek mi

CHP yönetimi bugün öfkeden köpürüyor. "Tutuklanma korkusuyla geçti" diyorlar. İlginç… Bu ülkenin en güçlü muhalefet partisi, kendi belediye başkanını savunacak cesareti bulamıyor ama linç edecek kelime dağarcığını şıp diye devreye sokabiliyor.

Bir siyasetçinin parti değiştirmesi elbette tartışılır. Eleştiri, siyasetin doğasında vardır. Ama linç başka bir şeydir. Linç, demokrasinin değil, otoriterliğin refleksidir. Hele ki bu refleks, "özgürlükçü" olduğu iddiasındaki bir partiden geliyorsa, orada samimiyet testi çökmüş demektir.

Demokrasi dediğiniz şey, sadece sizin mahallenizde geçerli oluyorsa ona demokrasi denmez. O, olsa olsa parti sadakati maskesi takmış bir otoriterliktir. CHP'nin demokrasi sınavında sınıfta kaldığını söylemek için çok daha büyük örneklere gerek yok; Çerçioğlu vakası tek başına yetiyor.