Virüs denince aklımıza insanları yataklara düşüren ve ölüme kadar götürebilen maddî hastalıklara sebep olan virüsler geliyor. Hâlbuki bu maddî virüslerden daha tehlikeli ve ebedî hayatımızı tehlikeye atan manevî virüsler var.
Bu virüslerin tesiri azim, âkıbeti ise elîmdir. ünkü bu manevî virüsler kalbî ve ruhî hastalıklara neden olup kalpleri ifsad ediyor ve akılları teshir ederek basiretsiz bir hâle getiriyor. Evet, bu zehir o kadar güçlü ki yıllardır iman ve Kur'ân davasında olanlar, hatta Risale-i Nur'u okuyanlar dahi bu virüslere yakalanabiliyor.
Bu manevî virüslerin tesirinde olup da tamamen şifa bulan ve özüne dönen kimseye henüz rast gelmedim. Her şeye rağmen yine de ümitsiz olmamalı ve onların bu dehşetli hastalıktan kurtulmaları için dua etmeliyiz. Hâlbuki hakikî manada Risale-i Nur'a talebe olan, oradaki imanî ve içtimaî hakikatleri eğip bükmeden tasdik edip kabul eden, hayatının gayesini Risale-i Nur'un neşir ve ilânatı bilen, Risale-i Nur'un hukukunu müdafaa edip savunan, Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerine sâdık olan biri bu manevî virüslere yakalanmaz. Bilhassa Risale-i Nur'un meslek ve meşrebine aykırı olan cereyanların virüslerine asla ve kat'a yakalanmaz. Olur da yakalanmışsa sebebini mutlaka kendinde aramalıdır. "Ben nasıl bir yanlış yaptım da bu dehşetli virüse yakalandım" diye kusuru nefsinde görmeli, Risale-i Nur'a ve Üstadına olan sadakatini sorgulamalıdır.
ünkü bu zamanın dehşetli manevî virüslerine ancak Nur Talebeleri mukavemet edebilir. Bu bana ait bir iddia değil! Bakınız Bediüzzaman Hazretleri ne diyor: "Bu acib asrın bu acib hastalığına ve dehşetli marazına karşı Kurân-ı Mu'cizü'l-Beyanın tiryak misal ilâçlarının nâşiri olan Risale-i Nur dayanabilir ve onun metin, sarsılmaz, sebatkâr, hâlis, sâdık, fedakâr şakirdleri mukavemet ederler. Öyle ise, her şeyden evvel onun dairesine girmeli. Sadâkatle, tam metanet ve ciddî ihlâs ve tam itimad ile ona yapışmak lâzım ki o acib hastalığın tesirinden kurtulsun." ifadeler gayet açık ve net değil mi
Öyleyse nasıl oluyor da bir Nur Talebesi bu virüslere yakalanabiliyor Bu sorunun cevabını vermek zor. Peki, ne yapmalıyız Öncelikle samimî bir şekilde nefsimizi hesaba çekmeliyiz ve kendimize şu soruyu sormalıyız: "Ben gerçekten Nur Talebesi miyim yoksa Nurlara muhalif olmayıp, sadece okuyup istifade ettiğim bir dost muyum" ünkü Risale-i Nur'a talebe olmak öyle kolay değil. Dost olabiliriz fakat Nur'un sâdık bir şakirdi olmak bambaşka bir mevzu.