İstanbul'un tarihi semtleri

İstanbul'un sokakları arasında kaybolmaya ve gözlerimize tarihi eser ziyafeti çekmeye devam etmeye devam ediyoruz.

Aksaray: Yenikapı'ya elveda deyip ara sokaklardan hafif yokuş yukarı yürümeye başlıyoruz ve 15-20 dakika kadar sonra kendimizi yeniden kalabalığın ve curcunanın eksik olmadığı bir meydanda buluyoruz. Adını, Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'un tekrardan şenlenip, eski kalabalık ve gösterişli günlerine geri dönmesi için ferman buyurduğu zorunlu iskân politikası sonrasında Aksaray'dan getirilenler tarafından kurulması ile alan Aksaray semti, günümüzde İstanbul'un en İşlek caddelerinin kavsak noktası konumundadır. Metro ve tramvay aksında olan semt İstanbul'un tarihi ve turistik yerlerine yürüme mesafesinde olması ile pek çok turistin kaldığı otellere de ev sahipliği yapmaktadır. Fetihten önce Aksaray bölgesinde ne kadar yerleşim olduğu tam olarak bilinmese de genel kabul bu düz bölgenin kahir ekseriyetle boş olduğu ve fetihten sonra burada yerleşimin başladığı yönündedir. Fatih Sultan Mehmed zamanında Şehzadebaşı civarında inşa edilen ve Eski Odalar adi verilen yeniçeri kışlasına ek olarak Aksaray mıntıkasında da Yeni Odalar adında başka bir kışla daha inşa ettirilmiş ve bu bölgenin mamur edilmesine çalışılmıştır. Bazı rivayetlerde Yeni Odalar Kışlası Kanuni Sultan Süleyman devrinde inşa ettirildiği de iddia edilmiştir. Yeni Odalar Kışlası'nda 93 cemaat, 42 ağa bölüğü ve 34 sekban odası ile birlikte, 4 tane de solaklara ait düzen odası denen kışla bulunuyordu. Yeni Odalarda kışlalar, Tekke Meydanı denilen ve ortasında bir cami bulunan bir meydanın etrafında inşa olunmuştu. Bu kışlaya girişler büyük bir ana kapıdan olmaktaydı. İçerisi ise normal bir mahalleye benzemekteydi. Kışla tamamen ahşaptan yapılmış iki ya da üç katlı o zamanın konaklarına benzeyen binalar ile donatılmıştı. Kışla içerisinde yeniçerilerin konaklayacakları bu binalar dışında odunluk, kömürlük, ahırlar, samanlıklar, fırın çamaşırhane, havuz gibi pek çok kısım da vardı. Dış dünyadan yüksek duvarlarla ayrılmış olan bu kışlalarda günlük hayat talimlerle geçmekteydi. 1633, 1660, 1693, 1718, 1751, 1756, 1779 ve 1782 gibi çeşitli tarihlerde meydana gelen İstanbul'un büyük yangınlarında büyük hasar gören bu kışlalar, hazineden büyük meblağlar harcanarak defalarca tamir edilmiştir. Yeniçeri Ocağı'nın Sultan II. Mahmud tarafından lağvedilmesi ile birlikte bu kışlalar top atışları ile yerle bir edilmiş ve Aksaray semti ile özdeşleşen bu kışlalar da tarihe karışmıştır. Yeni Odalar kışlasından arta kalan bazı duvar ve giriş kapısı kalıntıları 1950lerde açılan Vatan Caddesi'yle beraber tamamen ortadan kaldırılmıştır. Aksaray semti tarihi eserlerinin çoğunu yol yapım çalışmalarına, yangınlara ve depremlere kurban vermiş olsa da bir klasik donem eseri olan Murad Paşa Camii ve cami, mektep, türbe, türbedar odası, kütüphane, muvakkithâne, karakol, altı adet çeşme ve yedi adet dükkândan müteşekkil Pertevniyal Valide Sultan Külliyesi, Pertevniyal Lisesi, Hindîler Tekkesi, Horhor Hamamı gibi tarihi eserleri bağrında saklar.

Laleli: Bu semt adını Sultan II. Mustafa tarafından bu mıntıkada kurulan Laleli Külliyesi'nden almaktadır. Bu külliyenin inşasından önce Çukur Çeşme olarak anılan bu semt, çok eski zamanlarda şehrin dışı sayılacak bir mıntıkada olup Konstantin Surlarına yakın bir konumda bulunmaktaydı. Bu mıntıkada miladi 900 senesinden çok önceki bir tarihte çapı hemen hemen 30 metre kadar olan ve mezar olarak yapıldığı sanılan bir bina inşa edilmiştir. Bu yuvarlak bina, içerisine ileriki tarihlerde sütunlar dikilmek sureti ile üstü kapatılarak bir sarnıca çevrilmiştir. İmparator I. Romanos Lekaponos bu sarnıcın yanına 920-944 tarihleri arasında bir saray inşa ettirmiş ve bir manastır kurdurmuştur. Kurulan bu manastır bu bölgeye ilgiyi arttırmış ve bölgede yerleşimin başlamasına katkı sağlamıştır. Bu saraydan günümüze saray kilisesi olarak inşa edilmiş olan ve Sultan II. Bayezid devri sadrazamlarından olan Mesih Paşanın tarafından camie çevrilen ve altında bulunan bodrumundan ötürü Bodrum Camii olarak adlandırılan yapı ulaşmıştır. Bölgeye adını veren Laleli Külliyesi Sultan III. Mustafa tarafından 1760-1764 tarihleri arasında yaptırılmış olan ve cami, imaret, çarşı, dükkânlar, çeşmeler, sebil, türbe, medrese, han ve mumhâneve muvakkithâneden müteşekkil bir yapı topluluğuydu. Külliyenin medresesi günümüze ulaşamamıştır. Doğu Bloğu'nun 90li yılların başında çökmesi ile birlikte semt, bavul ticareti merkezi haline gelmiş ve bu durumunu uzun yıllar sürdürmüştür. Günümüzde ise tekstil alanında faaliyet gösteren şirketlerin dükkân ve ofisleri ile dolu bir hale gelmiştir. Yolunuz bu semte düşerse Laleli Kulliyesinde bir mola verip kargaşadan uzaklaşabilir, İstanbul'da yapılan ilk apartmanlardan olan Tayyare Apartmanı'nı görebilir ya da tarihi Katırcılar Hanı'nda soluklanabilirsiniz.