Hollanda, su üzerindeki yapılar konusunda uzun bir geçmişe ve zengin bir deneyime sahip bir ülke. Ülkenin büyük bir kısmı deniz seviyesinin altında olduğundan, Hollandalılar su yönetimi ve su üzerinde yapı inşa etme konusunda yenilikçi çözümler geliştiriyor. Yüzen evler, bu yenilikçi çözümlerin en dikkat çekici örneklerinden biridir. Hollanda'nın su yönetimi ve mimarlık konusundaki başarısını gösteren yüzen evler hem teknolojik hem de çevresel anlamda önemli bir örnektir. Gelecekte, bu tür yapılar, sürdürülebilir şehir planlamasında ve su yönetiminde daha fazla rol oynayacaktır.
Haberin DevamıAslında bu yenilikçi teknoloji, çok daha önceleri bizde uygulanıyordu! 1940'lı yılların başından itibaren Kadıköy ve Boğaz'ın koylarında "yüzen evler" vardı. Denize sıfır yazlık olarak da kullanılan bu evler, bankalar tarafından mevduat hesabı olanlara hediye ediliyordu.
1940'lı yıllarda Yüksek Mimar Ahsen Yapanar'ın ticari olarak tasarlayıp, imal ettiği yüzen evler Kadıköy ve Tarabya koylarında yayılmaya başladı. 800 liraya satılan bu evler denizin ortasında konumlanıyordu. Basit görünümleri ile koyun ortasına demirlenmiş bu evler, yaklaşık 25 metrekarelik bir kullanım alanına sahipti.
Bir yatak ve oturma odası, mutfak, tuvalet ve minik bir terasa sahiptiler. 3-4 kişilik bir ailenin basit bir yaşam tarzına uygun olarak yapıldılar. 1970'li yıllarda Kadıköy açıklarında Mimar Melih Koray'ın yaptırdığı yüzen ev, tam manasıyla bir "Yüzen Köşk"tü. Modern görünümü, bol ve ışık alan camları, katamaran bir gövde üzerine yapılmış bu iki katlı yüzen köşk, İstanbul halkının ilgisini çekiyordu. 80'li yılların ortalarına kadar İstanbul koylarında yazlık ve hatta kışlık olarak kullanılan bu yüzen evler, maalesef varlıklarını ve popülerliğini sürdüremedi.
Kıyıya bağlama, ahşap yapının bakım sorunları, kıyıların zamanla kazıklı yollarla doldurulması, plajların kapatılması gibi nedenlerle yüzen evlere olan talep zamanla azaldı. Bir de o dönemde yapılan yüzen evlerin kendi kendilerine hareket edemiyor oluşu (motorlarının olmaması) ve diğer etkenlerle beraber İstanbul'un yüzen evleri birer birer yok oldu.
Haberin DevamıYerel yönetimler ve Birleşmiş Milletler, Su ve Uyum Topluluğu, OECD ve Dünya Bankası gibi birçok dünya kuruluşu, su yüzeylerinin yeni insan yerleşimleri için olası alanlar olarak kullanılmasını öneriyor. Yüzen evler, istikrar ve doğal afetlerden korunma endişesi duymadan karadan suya geçmemizi sağlayacak potansiyel çözümler olarak görülüyor.