Galatasaray, adını bir Yunan takımı ile oynadığı maçtan sonra aldı. Galatasaray, ilk maçlarından birinde yerel bir Yunan kulübünü 2-0 yendi. Seyirciler onlara "Galata Sarayı Beyefendileri" dedi ve bu olaydan sonra bu ismi benimseyip kulüplerine "Galata Sarayı" demeye başladılar.

Galatasaray'ın simgesi olan aslan ise futbolcusu Nihat Bedik'ten geliyor. Galatasaray kurulmadan 3 yıl önce dünyaya gelen Bedik, Galatasaray Lisesi'nde eğitimini sürdürürken spor hayatına başladı. 1916 yılında başlayan Galatasaray macerası süresince sadece futbolcu olarak değil üç adım atlama, yüksek atlama, binicilik, yelken ve yüzme alanlarında da kulübüne hizmet eden Bedik, tam 20 yıl boyunca futbolcu olarak verdiği mücadelesinde 268 kez forma giydi. Galatasaray futbol takımının 8 yıl kaptanlığını yapan, 18 kez giydiği A Milli Takım formasını 8 kez kaptan olarak taşıyan Bedik, 1936 yılında aktif spordan çekilmesine rağmen spor yapmayı bırakmadı.

"Aslan" ismini verdiği teknesi ile yarışlara katılan, futbol oynadığı dönemlerde "Aslan Nihat" olarak çağrılan Bedik, hayatını adadığı Galatasaray'a kendi lakabını simge olarak bıraktı. 1905 yılından bugüne kadar farklı sloganlar ile özdeşleşen kulübün ilk sloganı Galatasaraylı Ruşen Eşref Ünaydın'ın "Dayan Galatasaray" sloganıdır. Galatasaray Lisesi ve sarı-kırmızılı kulübün Kurtuluş Savaşı dönemindeki sembol isimlerinden Ruşen Eşref Ünaydın, "Dayan Galatasaray" sloganıyla ilk tribün dayanışmasını başlattı. O dönem lisedeki öğrencilere müdahale etmek için gelen padişahın askerlerine kapıda set kuran ve "Cesedimi çiğnemeden tek bir öğrenciyi alamazsınız" diyen Tevfik Fikret'in direnişinden yola çıkarak başlatılan bu slogan, 1924 yılına kadar devam etti. 1924 yılında "Dayan Galatasaray" sloganı yerini o yıllardan beri dillere pelesenk olan "Re Re Re Ra Ra Ra Galatasaray Galatasaray Cim Bom Bom" sloganına bıraktı. "Cim Bom" sloganını Türkiye'ye, Galatasaray'ın eski oyuncusu Sabit Cinol getirdi.

Eğitim için gittiği İsviçre'de, aynı zamanda Servette Kulübü'nde futbol oynayan Sabit Cinol, taraftarların "Jim Bum Bum" tezahüratlarından etkilendi. Servette'nin o dönemki İngiliz golcü futbolcusu Jim, taraftar tarafından çok seviliyordu. Taraftar Jim için hazırladıkları, "Jim Bum Bum" tezahüratı ile oyuncuyu destekliyorlardı. Aslında kelime olarak bir anlamı olmayan bu tezahürat, fonetik olarak Cinol'un hoşuna gitti.