'Çavuş' rütbeli köpek!

I. Dünya Savaşı, yirminci yüzyılın ilk büyük savaşı olarak bilinir. 28 Haziran 1914'te Saraybosna'da Avusturya-Macaristan veliahtı Arşidük Franz Ferdinand ve eşi Arşidüşes Sophie'ye düzenlenen suikast, Ağustos 1914'te başlayan ve dört yıl boyunca birçok cephede devam eden savaşın fitilini ateşledi. Savaşta yaklaşık 12 milyon askerin öldüğü, 21 milyon kişinin de yaralandığı tahmin ediliyor.

Nisan 1917'de Almanya'nın denizaltı savaşlarını başlatması, soyutlanma politikası izleyen ABD'yi savaşın içine çekti ve bu olay, savaşın seyrinin İtilaf Devletleri lehine değişmesine neden oldu.

Haberin Devamı

Milyonlarca insanın ölmesine, büyük yıkımlara neden olan I. Dünya Savaşı, kendi içinde birçok sıra dışı hikaye barındırıyor. Bu hikayelerin en ilginci, I. Dünya Savaşı'na kahramanlığıyla damgasını vuran savaş gazisi Sergeant Stubby adında bir köpektir. Aşağıdaki yazıda, insanın en iyi arkadaşının ön saflarda ve siperlerde nasıl cesur bir asker haline geldiğinin hikayesini okuyacaksınız...

Sergeant Stubby, Boston Terrier türüne ait bir köpektir. I. Dünya Savaşı'nda ABD saflarında 18 ay süresince hizmet verdi ve bu süre zarfında tam 18 muharebe ile 4 taarruza katıldı, 'çavuş' rütbesiyle onurlandırıldı.

Stubby henüz bir yaşındayken Yale Üniversitesi kampüsünde eğitim gören ABD 102. Piyade Bölüğü'nden Er Robert Conroy tarafından sahiplenildi. Stubby, sevecen tavırlarıyla kısa bir sürede alayın maskotu ve resmi üyesi oldu. Öyle ki askerler ona daha sonra kendisiyle özdeşleşecek özel bir ceket bile dikti. Bölükteki askerler, kısa kuyruğundan dolayı ona Stubby (İng. Güdük) adını taktı. Ordu cepheye giderken, Stubby'yi arkasında yalnız bırakmak istemeyen Conroy, Stubby'yi gizlice gemiye sokarak Fransa'ya götürdü.

Stubby, bir baskında hardal gazından zehirlenip tedaviye alındı. Aynı durumun tekrar yaşanmaması için kendisine özel tasarlanmış bir gaz maskesi yapıldı. Savaş boyunca birliğini zehirli gaz saldırılarına karşı uyarmayı öğrendi. Kulaklarının hassasiyeti sayesinde henüz düşman topçu atışı başladığı anda herkesi uyararak top ateşi kendilerine ulaşmadan askerlerin siperlere girmesini sağlıyordu. İki cephe arasında kalan insansız bölgede yaralıları bulup onları cephe gerisine çekiyordu. Hem İngilizce hem de Almanca komutları anlayabildiği için, bölüğe sızan bir Alman casusunun yakalanmasını sağladı ve bu başarısından dolayı kendisine 'çavuş' rütbesi verildi.