Sumud filosunun ardından

Sumud filosundaki aktivistlerin Türkiye'ye dönüşlerinin ardından medyada yer alan bazı görüntüler çok tartışıldı. Özellikle İkbal Gürpınar'ın ekrana yansıyan halleri sert eleştirilere tabi tutuldu. Elbette bu sert eleştirilere mukabil sert savunmalar da okuduk yorumlarda oysa her iki tutum da farkında olmadan aşırılığa savrulmuş tutumlardı çünkü İkbal Gürpınar'ın kameralar karşısındaki halini makul bir şekilde izah edebilmek mümkün değildi fakat gözden kaçırılan önemli bir şey vardı, İkbal Gürpınar ve beraberindekiler makul bir şey yaşamamışlardı ki kameralar karşısında konuştukları ilk anlarda makul bir tutum sergilesinler. Filistinlilere yardım etmek için, rahatlarını bırakıp yola çıkmış, hatta bu yolda başlarına yaralanma, ölüm gibi durumların gelebileceğini bile göze almış, sonra da İsrailli askerler tarafından aç ve susuz bırakılarak işkence edilmişlerdi. Muhtemelen yaşadıkları şoku henuz atlatamadıkları bir anda konuşuyorlardı. Bu yüzden duyguları, duygusallıkları çok yoğundu ve içlerinden geldiği gibi hareket ediyorlardı. Öte yandan onları izleyenlerin bir kısmı bu hallerini konunun ciddiyetiyle bağdaştıramadıkları için izah edilmez buldu ve izahı olmayan şeyin mizahı olur dercesine mizah konusu bile yaptılar. Tabi ki bu durumda, Filistinlilere yardım etme çabasının mizah konusu edildiğini düşünenler oldu oysa ortada böyle bir şey yoktu. Mesela Atilla Taş, bence, izah edemediği hali mizahla ifade etmeye çalışıyordu. Yaptığının hoş olup olmadığı da çok tartışıldı tabi ama bu konuda net bir şey söylemek mümkün değil çünkü herkes kendi durduğu tarafa göre bir tutum belirliyor. Benimse üzerinde durmak istediğim konu en küçük bir şeyde neden hemen kutuplaşacak yön buluyoruz Bu yaptığımız doğru mu

İnsan tabiatı kutuplaşmaya yatkındır. Bu yadsınamaz bir gerçek fakat kutuplaşma bir anlamda birbirini anlamamaktan doğar. Her kutuplaşma böyledir demiyorum çünkü bazı kutuplaşmalar insanların birbirini çok net anlamasından sonra da oluşur ancak günlük olaylarda iki zıt tarafa çekilme genellikle birbirini anlamamaktan kaynaklanır. Bence bu olayda da öyle oldu. Yukarıda da yazdığım gibi İkbal Gürpınar'ın yaşadıklarının şokunu henüz atlatamamış olduğu bir haline hemen karşıt tavırlar geliştirildi. Bu karşit tavır sadece Atilla Taş'ın sosyal medyasında yayımladığı taklit değildi, takip ettiyseniz ciddiyet maskesiyle de çok sert tenkitler yapıldı. Bence onlar çok daha can acıtıcı cinstendi çünkü insan halinden anlamayan ne kadar çok insan varmış diye düşündürdüler bana.