Mabel Matiz'in şarkısının sözleri ve ahlak

Magazin takipçisi değilimdir ama her yerde karşıma çıkan magazin haberleri zaman zaman ilgimi de çeker. Yazacağım konuya biraz Fransız kaldım aslında; ama o kadar çok yerde karşıma çıktı ki sonunda ilgili haberleri tıkladım, tabi biraz geç oldu, üzerine çok şey konuşulup yazılmış ben haberdar olana kadar ama yine de bir şeyler söylemek istiyorum. Konu temelde Mabel Matiz'in Perperişan isimli şarkısının sözleri, sonrasında şarkı sözlerinden dolayı açılan soruşturma ve şarkıya erişimin engellenmesi.

Sanatçılar, gerçekten ilginç insanlardır. Nasıl düşünürler, nasıl anlarlar, nasıl anlamlandırırlar bilmek çok zor. Bu yüzden zaman zaman sanatçıların söylemek istediği ile söyledikleri arasında dağlar kadar fark olur dinleyenler için. Bazen de gerçekten öyle olur. Söylemek istedikleri ile söyledikleri arasında dağlar kadar fark olur yani, öyle ki ne söylemek istediklerini bir tek kendileri bilir. Seneler sonra anlatırlarsa biz de öğreniyoruz tabi. Yoksa kendileri ile birlikte gidiyor. Biz anladığımız kadarıyla yetiniyoruz. Bu dediğime örnek olarak Sultan-ı yegâh şarkısının sözlerini gösterebilirim.

Bu şarkıyı yeni nesil de biliyor. Mor ve Ötesi grubu 2018'de yeniden yorumladı ve bu yorumu da çok beğenildi. Ben ve benden önceki nesiller ise Ergüder Yoldaş'ın harika bestesiyle Nur Yoldaş'ın sesinden biliyoruz bu şarkıyı.

"Başlar ay doğarken

Saltanatı sultan-ı yegâhın"

Senelerce aşk şarkısı niyetine, o zamanlar var olan tek yayın kuruluşu olan TRT'den dinlediğimiz bu şarkı, söz yazarı Attilâ İlhan'ın ifadesiyle 12 Mart darbesini eleştirmek için yazılmış. Ergüder Yoldaş'ın kompozisyon konusundaki tek öğrencisi olan Opr. Dr. Ercan Çakır, Düşün-ü-yorum dergisinin 96. sayısına bir söyleşi veriyor ve o söyleşide Ergüder Yoldaş, Nur Yoldaş, Çolpan İlhan ve kendisinin bulunduğu bir ev ziyaretinde Attilâ İlhan'ın şöyle dediğini aktarıyor:

"Yaaaa arkadaş, sizdeki nasıl bir cesarettir, nasıl bir yürektir ha! İyi yürek yemişsiniz demek! Böyle bir cesaret! Hem de böyle bir dönemde! Pes! Ben Sultan-ı Yegâh'ı darbeyi eleştirmek için yazmıştım. Allah'tan hiç kimse anlamadı. Şimdiye kadar anlamadılarsa artık anlamazlar"

Attilâ İlhan'ın "Böyle bir dönemde" dediği 12 Eylül darbesi sonrası dönem ve sultan-ı yegah, "tekliğin sultanlığı" anlamına geliyor. "Otoriter sistemlerin, diktatörlüğün sultanlığı ay doğarken başlar" demek istemiş aslında şarkının söz yazarı Attilâ İlhan ama dinleyenler hiç de o niyetle anlamamış ve dinlememiş. Sözlerdeki "gece" imgesinden de çok anlam çıkarılabilir ama benim derdimi anlatmaya bu kadarı kâfi, daha fazlası şiir tahlili alanına girer ki bu yazının çerçevesini aşar. Ben, şiirsel söyleyişlerin nasıl farklı farklı anlaşılabileceğine ya da anlaşılamayacağına geçmişten bir örnek olarak anmak istedim bu olayı.

Örnekte de görüldüğü gibi sözü yazan kişinin yazdığı ile okuyan ya da dinleyen kişinin anladığı her zaman aynı şey olmayabiliyor. Gündemdeki Mabel Matiz'in Perperişan şarkısının sözlerinde ise nispeten daha farklı bir durum söz konusu. Mabel Matiz, bu şarkı sözleri için ifadeye çağrılmış. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı "kamu düzeni ve genel sağlığa aykırılık" gerekçesiyle şarkıya erişimin engellenmesini istemiş ve sağlamış. Mahkemeye sundukları dilekçede şarkının içeriğinin aile kurumuna zarar verebileceğini, çocukların ve gençlerin zihinsel gelişimini olumsuz etkileyebileceğini, kamu düzenini bozabileceğini ve toplumda infiale yol açabileceğini ifade etmiş. İçişleri bakanlığı da şarkıcı hakkında suç duyurusunda bulunmuş. Savcılığa ifade veren Mabel Matiz ise "Bu şarkının içerisinde yer alan sözlerde herhangi bir şekilde müstehcenlik içeren bir kasıt ya da amaç yoktu. Ben bu şarkıyı yalnızca 8 Eylül 2025'te bir kez söyledim. Sözlerimin yanlış anlaşılmasından sonra konserlerimde yer vermedim. Şarkıyı yazmamda özel bir amaç yoktu." demiş ve şarkıda geçen bazı sözlerin yanlış anlaşıldığını söyleyerek açıklamasını getirmiş.

Burada söz konusu olan durum, sanatçının yazdığı sözlerin yazdığı anlamın dışında (sanatçıya göre) olmaması gereken bir anlama çekilerek anlaşılması. Mahkemenin işi kolay değil çünkü hukuk delillere dayanarak karar almak durumundadır. Bir sanatçının iç dünyasından doğan bir sözü hangi niyetle ifade ettiğini delillendirmek ise mümkün görünmüyor çünkü bir kişinin iç dünyası diğer bir kişi için gaybdır yani bilinmez. Burada ancak sözlerde gerçekten müstehcenlik var mı yok mu, o değerlendirilebilir değerlendirilebilirse. Mecazlı, kinayeli söyleyişler de bu değerlendirmeyi zorlaştırır. Türkçede kelimelerin birden fazla yan ve mecaz anlam taşıması, aynı cümlenin farklı kişiler tarafından farklı farklı anlaşılmasına kolaylıkla sebep olabiliyor çünkü. Mesela bu olayda Mabel Matiz, lgbt destekçisi olarak bilinen bir şarkıcı olmasaydı belki de sözler bu kadar dikkat çekmeyecekti. Şarkı sözlerinde müstehcen ifadeler aramaya kalksak, pek çok şarkı sözünde hatta bırakın şarkıları halk türkülerinin sözlerinde bile kolayca bulabiliriz. Bu olayda lgbt destekçisi bir şarkıcının müstehcenlik düşünerek yazmadığını söylediği sözlerden müstehcen anlam çıkıyor çünkü müstehcen anlam olma ihtimalini kuvvetlendiren ihtimaller var.