Vesayet ve vekâlet birilerinin adına devam ediyor

Vesayet ve vekâlet birilerinin adına devam ediyor. Nerden çıktı demeyin, esasında vekalet savaşlarının ilk çıkışı soğuk savaş döneminde olsa da Türkiye'nin de bulunduğu Ortadoğu coğrafyasında etkin olarak kullanılmaya başlanması 1990 sonrası ABD'nin Kuzey Irak'ı işgali ile başlamıştır.

Varşova Paktı karşısında bir blok oluşturulmak için kurulan NATO, Sovyetlerin dağılması ile misyonunu tamamladığı yönünde tartışmaların merkezine oturdu. Ancak 1990 tarihinde İngiltere'de yayınlanan bir makalede "Will Islam Bury Us" "İslam Bizi Gömecek mi" sorusu gündeme geldi. Söz konusu makaleye göre İslam Dini Varşova Paktı'nın dağılması ile yükselişe geçecek Asya ve Avrupa'da kısa zamanda etkili olacaktır. Makalede daha ileri gidiliyor ve herhangi bir müdahale olmazsa 30 yıl sonra İslam'ın dünya hakimiyetini eline geçireceği vurgusu yapılıyordu.

Bunun için NATO'nun misyonunu tamamlamadığına inanan bir grup devletler NATO'nun yeni düşman belirlemesi gerektiğine dikkat çekmiş ve bu yeni düşmanın kırmızıdan yeşile dönüştürülmesi gerektiğini vurgulamıştır. Kısa zamanda kabul gören bu fikir sonrası NATO'nun yeni düşmanı "Yeşil Kuşak" yani İslam olmuştu.

Çok geçmeden bu karar Türkiye'ye rağmen uygulamaya konuldu ve Kuzey Irak işgali ile bölgede etkin bir askeri harekata girişildi. Bu harekât Ortadoğu İslam coğrafyasında vekâlet savaşlarının pimini çekti ve zemininin hazırlanmasını sağladı.

Tam da buna zemin ve zaman olarak hedef Türkiye ve yakın coğrafyası olarak belirlenmiştir. Yakın zaman diliminde Irak, Libya ve Suriye olarak tespit edilmiş arkasında bölgesel kanton ve bölünmesi gereken Müslüman devletler topluluğu olarak devam etmeyi planlamışlardır. NATO'nun konsept değişikliği ve planlama dairesi, Türkiye karşıtı olarak vekil savaşlarını devam ettirmek istemektedir.

2007 yılında AK Parti'yi kapatma kararı ile başlayan kumpas, arkasından gelen FETÖ eylemleri, 1725 Aralık hendek çukur ve baş kaldırma, 15 Temmuz darbe girişimi bunların hepsi vekil savaşı olarak devam etmektedir. Bunların tamamına görmedim duymadım oyunu oynamak namussuzluktur, alçaklıktır. Büyük oyuncuların hedefi uzun vadeli olup içimizdeki piyonları sayesinde zemin bulmakta sıkıntı yaşamamaktadır.

Şu birkaç ay ve günde bile bir filim şeridi gibi gözlerimiz önünde olup bitenlere baktığımızda İçişleri Bakanlığı'na yapılan intihar saldırısı, genç teğmenler hadisesi, arkasında bulunan GLADYO merkezli NATO kafasının olması göz ardı edilmemelidir. 12 şehit verdiğimiz vatan evlatlarımızın ciğerlerimizi parçalaması, arkasından bölgesel kiriz çıkarılması adına Fenerbahçe-Galatasaray maçının Suudi Arabistan'da iptal edilmesi Bunların tamamı bir vekâlet savaşı olup vesayetlerini sürdürme arzusudur.

Ülkemizde 1947 yılında başlayan görüşmeler ile devam eden GLADYO, NATO stratejisi bugün itibari ile doğrudan tehdit olup milli güvelik sorunu halini almıştır. Batı merkezli savunma işbirliği bakımından NATO'cu askerlerin içi boşaltılmış bir Kemalizm ve Atatürkçülük adına milli orduyu kuşatması bağlarından koparılmış Türk dünyasının değerleri ile çelişkiye düşürülmesi geleceğimiz açısından bir tehdit olarak not edilmelidir.