Prens Harry 15 Temmuz'da, annesi Prenses Diana'nın yirmi sekiz yıl önce izlediği rotayı takip ederek aktif bir mayın tarlasında sembolik bir yürüyüş yapmak için Angola'ya geldi. Prenses Diana'nın üzerinde kurşun geçirmez yelek ve kaskla yaptığı bu farkındalık yürüyüşü tüm dünyaya yayılmış ve insanları etkilemişti.
Prens Harry ise İngiliz sivil toplum kuruluşu Halo Trust'u temsilen annesinin başlattığı bu yürüyüşü devam ettiriyor. Harry'nin amacı sadece annesini anma değil aynı zamanda Angola'da on yıllarca süren çatışmaların ardından hala tehdit oluşturan mayınlara dikkat çekmek. Yirmi yedi yıl süren bir iç savaşın mağduru olan Angola hala bu savaşın ciddi sonuçlarıyla mücadele ediyor. Afrika'da devam eden modern sömürü bir yana Harry'nin bu eylemini hatırlatmamızın sebebi günümüz dünyasında gönüllü mücadeleye örneklik oluşturması.
Bazen tek bir eylem, yüzlerce kez yapılan haberlerden, programlardan daha etkili ve etkin olabiliyor. Tek bir fotoğraf karesinin eşlik ettiği eylemsel bir mesaj binlerce kez yazılmış makalelerden de yayınlanmış çekimlerden de fazla anlam üretebiliyor. İşte adına sivil toplum dediğimiz, gönüllü katılım dediğimiz, aktivizm dediğimiz kavramlar bu nedenle her geçen gün daha fazla önem kazanıyor. Kapitalizmin, bireyselleşmenin hormonlu büyümesine karşılık erdem ve etik de varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Modern dünyanın güç odakları demokratik bir toplum inşasına paralel değişiyor. Toplum bencil, pragmatik ve empat, farkındalığı yüksek iki ayrı kutbu besleyerek ilerliyor. İnsanlık, çağın hiçbir döneminde olmadığı kadar iki ayrı temel üzerinden ilerliyor. Bir tarafta kendilerini hayatın merkezine almış, sadece kendilerini düşünenler diğer tarafta varlıklarını diğer insanlar başta olmak üzere tüm canlılara, dünyaya adamış diğerkamlar…
Evrenin iyilik ve adalet üzerine ayakta durduğuna güneşi görmek kadar inanan kişiler olarak tarafımız belli. Diğerkamlık, DNA'larımıza, vücudumuzdaki hücrelerimize kadar sirayet etmiş durumda. Evrene hakikat gölgesinde Allah'ın iyilik eli olarak bahşedilmiş hediyenin farkında olmak bizim gibiler için paha biçilemez. Maddi olanın çekim gücüne karşılık manevi olanın iklimi gönüllü çalışmaları büyüten en önemli unsur olarak varlık gösteriyor. İnsana, kalbe, doğaya, hayata dokunmak için lüksünden, konforundan, zamanından, emeğinden harcayan insanlar üretmeye devam ediyor. Bencilliğe karşın merhametin gücü her zaman daha yoğun. Gönüllü hizmet, ortada kıymetli bir amaç varsa kendiliğinden merkezde buluşmanın yolunu buluyor.