GiverSeçilmiş, 2014 yılında çekilmiş bir film. Yapıt, yüzeyde basit bir distopya gibi görünse de ilerleyen dakikalarda insanın kalbine, hafızasına ve vicdanına doğru uzanan bir yolculuk başlatıyor. Yönetmen Phillip Noyce'un beyazperdeye taşıdığı hikâye, kusursuz dünya tasavvurunun aslında ne kadar kırılgan ne kadar eksik olduğunu gösteriyor. Film izleyiciye "acı çekmeden yaşamak mümkün mü" sorusunu sormakla kalmıyor, o acının bizi insan yapan en temel parçalardan biri olduğunu gözler önüne seriyor.

Filmde mükemmel kurgulanmış, düzen ve disiplinin hakim olduğu bir dünya görüyoruz. Eski dünyanın kaosundan, acısından uzakta oluşturulmuş kusursuz bir dünya. Yeni dünyada savaşlar, renkler, sanat, müzik, eğlence gibi unsurlar da duygular da yok edilmiş. İnsanlık silinmiş hafızasıyla acıyı da ortadan kaldırmış.

Bu yeni toplumda artık renkler yoktur. İnsanlar eşit, duygusuz, kontrol altındadır. Evlerin içi dahil konumlandırılmış kameralar tüm toplumu dizayn ediyor. Aşk, sevgi, heyecan gibi duygular unutulmuş, geleneksel aile sona ermiş. Aileler, genetik olarak uygun bireylerin eşleşmesiyle oluşturuluyor. Bebekler, yeterince güçlü veya sağlıklı değilse yaşamın dışına gönderiliyor. Ölümün adını salıvermek olarak yumuşatarak zayıf, güçsüz ve norm dışı olan herkesi yok ediyor, yani sistemin dışına itiyor.

İnsana dair tüm duygular yok edildiği gibi geçmişe, eski normal dünyaya ait hiçbir bilgi de yoktur. İnsanların duygularının silinmesiyle birlikte fiziksel temas da yasaktır. Toplumu bir avuç yaşlılar grubu yönetmektedir. Her insana kendi potansiyel ve becerisine uygun görev verilmektedir.

İlk bakışta her şeyin kusursuz göründüğü bu dünyada izleyici de "seçilmişgiververici" ile birlikte insana dair her detayın ne kadar değerli ve anlamlı olduğunu keşfe koyulur. Duygu ve rengin hayal edilenin ötesindeki güç ve anlamını tekrar öğrenir. Savaşın, acının, kötülüğün, zulmün olduğu dünyanın korkunçluğuna karşın duygunun, aşkın, sevginin, heyecanın varlığı baskın gelir. İzleyici, seçilmiş ile birlikte bir seçim yapmak zorundadır ya rengin, duygunun olmadığı kusursuz dünya ya da renkleriyle, duygusuyla, acı ve kaosuyla eski dünya; sahip olduklarımız üzerine kafa yormak için izleyebileceğimiz bir yapıt.