Burası dünya; biraz soluklanıp gideceğiz

Bilgi, bilme çoğu kez hatırlatmadan ibarettir. Bu ana fikri birçok sunumum, seminerim öncesinde kullanarak tekrar etmenin, hatırlatmanın ne kadar kıymetli olduğuna dikkat çekerim. Üstelik bilgiye ulaşmanın bu kadar olduğu bir dönemde cehaletin, bilmezliğin, bilmemenin hiç de mazereti bulunmaz.

Bilme ve bilgiye ilişkin envai alan bulunur. Bundan kastımız 5 N 1 K olarak algılanmasın ama bilme içerisinde bunların da yer aldığı hiç hatırdan çıkarılmasın. Neye ilişkin bir bilme hali Nasıl bir bilgi Bilme salt somut, pozitif, ölçülebilen üzerine mi inşa edilir

Bilgi her zaman elle tutulur, kontrol edilebilir bir çıktıya dayanmak zorunda mıdır Ya da bilme veya bilgi hali hangi kontrol mekanizmasıyla yerini sağlamlaştırır Kesinlik nereden, hangi makamdan gelir

Bilme hali, bilgi ile çatışır mı yoksa birebir örtüşmek zorunda mıdır Bilmenin, bilginin mutlak zemini var mıdır Bilgi bir yana bilenler kimdir, bilginler Ne kadar çok soru var!

Bil-me! Bil!

Tamamlanmamış cümleleri, çok noktayla sürdürülmemiş tümceleri, paragrafları çok severim. Ben severim. Seven benim. Ben.

Okura, okuyuculara zihinlerinde düşünme için alan bırakan, ufuk açan, kıvılcımlar çıkaran, bitiriş değiş yeni başlangıçlara imkan tanıyan girizgahlardır hem, başlangıçları kim sevmez ki değil mi

Bir de kontollü devrik cümleler sevdalısıyımdır.

Yalnız nüans mühim!

Gelişigüzel değil! Zaten hiç kimse gelişi güzelin, kontrolsüzlüğün hayranı olacak değildir!

Ah, ne çok dağınık kelimeler

Keşke öyle olsaydı!

Akla çivi gibi giren, görenlere hakikati Hazreti Ali'nin Hayber'de attığı ok gibi menzile ulaştıran bir sistem bütünü kılıç mıydı yoksa Ne önemi var Var mı Hakikati ne değiştirecek Figüran ya da temsil hiç mühim değil. Aslolan hakikat. Hakikate ışık tutabilmek.