7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılar, Gazze'yi 730 gündür bir ölüm şehri hâline getirdi.
İsrail'in Gazze'ye yönelik soykırıma dayalı vahşetinde iki yıl geride kaldı.
İşte rakamlarla Gazze'deki İsrail saldırılarının görünmeyen yüzü:
• 76 bin can kaybı
• 20 bin çocuk öldü
• 460 kişi açlıktan hayatını kaybetti
• 12 bin düşük vakası yaşandı
• 38 hastane hedef alındı
• 835 cami vuruldu
• 668 okul bombalandı
• 200 bin ton patlayıcı kullanıldı
• Altyapı tamamen çöktü
• Ekonomik kayıp: 70 milyar dolar
• Gazze nüfusunun %70'i geriye, taş devrine döndü
Bu tablo, modern çağın ortasında yaşanan en uzun ve sistematik soykırım olarak tarihe geçti.
Fakat Batı dünyası hâlâ "barış planları"ndan, "yeniden inşa fonları"ndan söz ediyor.
Batı medyasında son günlerde dikkat çeken bir isim var: Donald Trump'ın damadı Jared Kushner.
Alman BILD gazetesine göre Kushner, "rehine krizini çözmek" ve "Gazze'de kalıcı barış sağlamak" için yeni bir plan üzerinde çalışıyor.
Planın merkezinde "Gazze'nin yeniden inşası için özel bir fon kurulması" ve "Arap ülkelerinin sürece dahil edilmesi" var.
Kâğıt üzerinde kulağa barışçıl geliyor ama tarih bize bu tür planların genellikle başka hesapların habercisi olduğunu defalarca gösterdi.
Kushner, Abraham Anlaşmaları'nın mimarlarından biri olarak öne çıkıyor.
Bu anlaşmalarla İsrail ile bazı Arap ülkeleri arasında diplomatik ilişkiler kurulmuş, "normalleşme" adı altında Filistin meselesi büyük ölçüde rafa kaldırılmıştı.
Trump'ın yeniden Beyaz Saray'a dönmesiyle birlikte, Kushner'in Orta Doğu'daki temasları da yoğunlaştı.
Washington kulislerinde "Trump yönetimi, Abraham sürecini genişleterek sürdürecek" yorumları yapılıyor.
Yani yöntem farklı değil, sadece daha açık: ABD'nin İsrail politikası değişmiyor.
Dün "normalleşme" adıyla yürütülen plan, bugün "rehine diplomasisi" ve "yeniden inşa" söylemiyle devam ediyor.
Dil farklı, ama hedef aynı: Filistin direnişini zayıflatmak, Gazze'yi kontrol edilebilir bir bölgeye dönüştürmek.
Peki bu çabalar gerçekten barış için mi, yoksa Trump'ın yeniden şekillendirdiği dış politika vitrininin bir parçası mı
Gazze'de on binlerce çocuk, kadın ve yaşlı hayatını kaybederken; Batı'da hâlâ "barış planları" hazırlanıyor olması, bu planların kimlerin çıkarına hizmet ettiğini sorgulamayı zorunlu kılıyor.
Diğer yandan, İsrail içinde de büyük bir tartışma yaşanıyor. BILD gazetesinin haberine göre, 7 Ekim saldırısı sırasında Netanyahu hükümetinin, istihbaratın ve ordunun zafiyeti açık biçimde ortaya çıktı.
Gazete, "Dünyanın en gelişmiş güvenlik teknolojilerine sahip ülkesinin böylesine bir saldırıya hazırlıksız yakalanması, sadece bir askeri hata değil, aynı zamanda bir yönetim krizi" olarak nitelendirdi.
Haberde, saldırıdan aylar önce gelen uyarı sinyallerine rağmen İsrail istihbaratının bu bilgileri hafife aldığı, iç siyasi çekişmelerin özellikle de Netanyahu'nun tartışmalı yargı reformu girişiminin–