Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanlığına Sayın Genel Başkan Devlet Bahçeli,

Yurt dışında yaşayan milyonlarca vatandaşımız, Türkiye'nin dış politikadaki sessiz gücü, Anadolu ile Avrupa arasında kurulan gönül köprüsünün asli taşıyıcılarıdır. Bugün yalnızca Almanya'daki Türk girişimcilerin yıllık cirosunun 50 milyar Euro'yu aşması, diasporamızın Avrupa ekonomisinde ne kadar güçlü bir aktör olduğunu açıkça göstermektedir.

Gurbetçilerin katkısı yalnızca ticaretle sınırlı değildir. Yaz dönemlerinde Türkiye'ye gelen milyonlarca vatandaşımızın her aile başına ortalama 15 bin Euro harcama yaptığı gazete haberlerine yansımaktadır. Ayrıca Post Aktüel gazetesinin manşetine göre Avrupalı Türkler ana vatana yılda 700–800 milyar TL (yaklaşık 22–25 milyar Euro) bırakarak ekonomiye doğrudan katkı sağlamaktadır. Bu devasa ekonomik güç, turizmden hizmet sektörüne, esnaftan inşaata kadar yüzlerce alanda çarpan etkisi oluşturmaktadır.

Bu gerçeği merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de yıllar önce bir gazete manşetine yansıyan şu sözleriyle tarihe kaydetmiştir:

"Türkiye'nin sanayi altyapısının önemli bölümü gurbetçinin parasıyla yapıldı."

Demirel aynı açıklamasında bu katkının büyüklüğünü şu ifadeyle daha da netleştirmiştir:

"1961'den 2000'e kadar Avrupa'ya giden işçilerimiz, Türkiye'ye kendi ailelerine benim tahminlerime göre 100 milyar dolara yakın tasarruf göndermişlerdir. Bu yüz milyar dolarla Türkiye yapılanmıştır. Resmî rakamlar bunlar."

Bu rakam yalnızca 2000 yılına kadarki dönemi kapsamaktadır; yani son 25 yıl bu hesaba dahil değildir. Ayrıca o dönemin 100 milyar doları, bugünkü satın alma gücüyle 1 trilyon doların üzerindedir. Gurbetçinin Türkiye'ye katkısı bir jest değil, devletin kalkınma tarihini ayakta tutan ana finansman damarlarından biridir.

Bugün Avrupa'da kalıcı olarak yaşayan vatandaşlarımızın sayısı 7,5 milyonu aşmış, gidip gelenlerle birlikte 10 milyonu bulmuştur. Türkiyemizin her karış toprağından yurtdışında yaşayan vatandaşımız vardır; Anadolu'nun her ilinden, her ilçesinden, her ocağından bir temsilci bugün Avrupa'dadır. Halihazırda 3,5 milyon seçmen sandığa gitmektedir. Çifte vatandaşlığın kolaylaştırılmasıyla bu sayı kısa sürede 4,5 milyona ulaşacaktır. Böylece yurtdışı seçmen, fiilen İstanbul ve Ankara'dan sonra üçüncü büyük seçim bölgesi haline gelmiştir.

Bugün dünyanın pek çok ülkesi bu meseleyi çoktan çözmüştür. Fransa, İtalya ve Portekiz gibi ülkeler yurtdışı seçim çevresi oluşturarak dışarıda yaşayan vatandaşlarına doğrudan milletvekilliği tahsis etmiş, Almanya diasporasını anayasal teminat altına almıştır. Hatta sadece Avrupa değil, Tunus bile yurtdışında yaşayan vatandaşlarını mecliste temsil eden özel sandalyeler oluşturmuştur. Dünya diasporasını yük değil, devlet kapasitesinin stratejik uzantısı olarak görürken Türkiye'nin henüz kurumsal adım atmaması elindeki potansiyelin tam olarak değerlendirilememesine yol açmaktadır.