KKTC'de sandıktan çıkan tablo: Erdoğan'ın fikirlerine uygun şekillenen yeni KKTC modeli

Kuzey Kıbrıs'ta ortaya çıkan seçim sonucu bir "sandık tercihi" değildir; yıllardır biriken kırılmanın patlamasıdır. Sandığa gitmeyen seçmen siyasetin duymak istemediği en güçlü mesajı vermiştir: Güven duygusu bitmiştir. Kıbrıs Türkü devleti değil; devleti örten çıkar düzenini reddetmektedir.

Bugün KKTC denince uluslararası alanda ilk akla gelen başlıkların uyuşturucu trafiği, kumar turizmi, kayıt dışı para, insan ticareti, sahte diploma skandalları ve gece kulüplerindeki sömürü olması tesadüf değildir. Bu tabloyu üreten şey halk değil; KKTC'yi bilinçli şekilde bu modele mahkûm eden siyasi tercihlerdir.

Bu yalnızlık 2025'te değil, 2004'te başladı. Süreç sadece Annan Planı ile sınırlı değildi. Planın görünen yüzü AB idi; asıl mutabakat ise ABD ile kurulan jeopolitik denklem üzerinden yürütüldü. KKTC, "çözüm karşılığında toprak verebiliriz" anlayışıyla Brüksel'e değil, önce Washington'a angaje edildi. Annan Planı bu taahhüdün AB sahnesine taşınmış vitrin versiyonuydu. Rum tarafı "hayır" dediği halde ödüllendirildi; KKTC ise "evet" dediği halde cezalandırıldı. Çünkü ödülün gerçek muhatabı Güney'di, bedelin muhatabı Kuzey.

Tam da o dönemde kritik bir kırılma yaşandı: Rauf Denktaş Annan Planı'na direndiği için Türkiye'de neredeyse "istenmeyen adam" ilan edildi; dışlandı ve itibarsızlaştırıldı. Kurucu liderini susturan siyaset bugün kürsülerden "Kıbrıs hassasiyeti" anlatıyor. Sorulması gereken soruyu halk soruyor:
"Madem bugün Kıbrıs savunuluyor, Denktaş niçin susturuldu"


Cevap nettir: O gün savunulan şey Kıbrıs Türkü değil, AB–ABD çizgisindeki çözüm rotasıydı.

Yalnızlık yalnızca Avrupa cephesinde derinleşmedi. Türk Cumhuriyetlerinin KKTC'yi pas geçmesine gösterilen sessizlik de tabloyu kalıcılaştırdı. Bugün kardeş bildiğimiz Türk cumhuriyetleri bile Güney Kıbrıs ile protokol imzalarken KKTC'yi yok sayıyorsa, bu Kıbrıs'ın yalnızlığının değil; 2004'te başlatılan yanlış rotanın devam ettiğinin en açık göstergesidir. Uluslararası meşruiyet güçlendirilecek yerde "kontrol edilebilir yalnızlık" modeli tercih edildi.