Algılarla doğru gösterilen yanlışların gizli haritası: gizli ortaklıklar gün yüzüne çıkıyor

Yıllardır "stratejik ortaklık" diye pazarlanan planın, aslında emperyal çıkarların yeni yüzü olduğu bugün daha net görülüyor.

Bir zamanlar "One Minute!" diyerek meydanlarda yumruğunu sıkanlar, şimdi aynı ellerle gizli gizli "stratejik ortaklık" anlaşmaları yapmaya hazırlanıyorlarmış.

Dün " İsrail terör devleti" diye seslenenler, bugün aynı rejimle "bölgesel iş birliği" konuşuyorsa, orada sadece siyaset değil, vicdan da iflas etmiş demektir.

ABD'nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, geçtiğimiz günlerde "Türkiye ve İsrail savaşmayacak, iş birliği göreceksiniz" dedi.

Sahi, neyin iş birliği bu

Gazze'de on binlerce çocuk toprağa gömülmüşken, Kudüs hâlâ işgal altındayken, hangi ortak payda bir Müslüman ülkeyi siyonist bir rejimle yan yana getirir

Ben bu beyanata inanıyor muyum

Evet, inanıyorum. Çünkü bu söylem, bugünün değil, geçmişin izlerini taşıyor.

Tayyip Erdoğan, Ocak 2004 yılında Harvard Kennedy Okulu'nda düzenlenen John F. Kennedy Forumunda, "İsrail'in yaşama hakkının tehdit edilmesine, Türkiye razı olmayacaktır." demişti.

O gün bu söz bir cümleydi; bugün ise bir politikanın resmi haline getirildi.

Aradan yıllar geçti ama yön değişmedi: Aynı çizgi, farklı ambalajlarla İslam coğrafyasının kalbine sunuluyor.

Bu haber çıkınca gözüm ister istemez Devlet Bahçeli'ye çevrildi.

Acaba ne diyecek

Eğer bu iddialar doğruysa, Bahçeli'nin klasik refleksiyle yine sert, öfkeli ve hakaret dolu bir çıkış yapmasını bekliyordum.

Ve dediğim gibi de konuştu.

Çünkü bugüne kadar hangi konuda sert konuştuysa, orada hep tam tersi olmuştur!

Bu, artık siyasi bir yasa gibi işliyor:

Bahçeli bir şeye kızdıysa, bilin ki perde arkasında o iş çoktan olmuştur.

Washington'un satranç tahtasında taşlar yeniden diziliyor; Türkiye, bu kez siyonist rejimle "aynı karede" gösteriliyor.

PKK/YPG hattı üzerinden yürüyen planlar, "bölgesel iş birliği" kılıfıyla meşrulaştırılıyor.

Ve iktidar kanadı susuyor…

Dün Filistin mitinglerinde gözyaşı dökenler, bugün Gazze'yi bombalayanlarla enerji masasına oturuyor.

Bu tabloya "yeni" demek safdillik olur. Çünkü hafızalar taze:

* 2004'te Erdoğan'a Büyük Ortadoğu Projesi Eş Başkanlığı verildi; bu proje, başka bir isimle Büyük İsrail planının siyasi versiyonuydu.

* 2005'te Filistinli katliamcı Ariel Şaron'u ziyaret etti; "Kudüs'e hoş geldiniz" diyen Şaron'la el sıkıştı.

* 2007'de, Türkiye tarihinde ilk defa bir İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, TBMM'de konuşturuldu.

* 2009'da, "One Minute" tiyatrosunun ardından Türkiye, İsrail'in OECD üyeliğine onay verdi.

* 2010'da, Malatya Kürecik'teki NATO radarı ile siyonist İsrail'in güvenliği garanti altına alındı.