"Hayatta gerçek bir arkadaşa güvenmenin nelere kadir olduğuna inanamazsınız." Anne Hathaway'in oynadığı Modern Love dizisindeki bu sahneyi geçen gün ahiretliğim gönderdi. İkimizin de hayatı dostluk bağı kurmamızdan sonra sonsuza kadar değişti çünkü. Hep söylediğim bir şey vardır konusu geçtiğinde; "Aşkı Memnu'da Bihter'in gerçek bir dostu olsaydı, Behlül'e düşmezdi" derim. Gerçek bir dost sizin sağlıksız seçimlerinizi normalleştirmez ve bunlara çanak tutmaz çünkü. Sağlam dost bulmanın tüm zamanlarda olduğundan daha zor olduğu bir dönemdeyiz gördüğüm kadarıyla. O yüzden şimdi sizi Amerika'ya götürüyorum. Dostlukların hayat boyu kıymetini fark eden aileler, çocuklarına parayla nasıl dost edindiriyor, onu anlatıyorum... ABD'deki üniversitelerde sorority diye bir kadın öğrenci kulübü sistemi var. Bu kulüp üniversiteler bünyesinde bağımsız çalışıyor. Üyeler 'seçkin' bir sosyal çevreye dahil ediliyor. Bir okulda her yıl 50-100 üye alımı oluyor. Üyelik parayla. 4 bin dolar. Kayıt ücreti (350 dolar) var, sorority evinde yaşamak isteyenler de 10 bin dolar ödüyor. Yıllık aidatı 3 bin doları buluyor. Mezun olunca da iş, prestij, güçlü bağlantılar kazandırıyor. Bu kulüplerdeki kadınların birçoğu hayat boyu dostluklar geliştiriyor.
Haberin DevamıÇOK PAHALI BİR YATIRIM
Bu kadar parayı saçmak mesele değil. Asıl mesele, artık kulübe girmek için ne kadar para saçtığın olmuş. 10 yıl öncesine kadar bazı kadınlar bu kulübe üye olmadan önce büyüklerinden tavsiyeler alıyormuş. Bu tavsiyeci büyükler bunu nakde çevirmeye karar vermiş. Bunlara 'rush koçları' deniyor. Okul açılmadan önce bir 'rush haftası' düzenleniyor. Burada tüm kulüp adayları yarışıyor. Güzellik yarışmaları halt etmiş bu rekabetin yanında. Dış görünüş de önemli kriter çünkü. Ayrıca konuşma biçimi, sosyal medya paylaşımları, arkadaş çevresi, beden dili didik didik inceleniyor adayların. Aileler, kızları bu kulübe kabul edilsin diye rush koçlarından 5 bin dolarlık hizmet alıyor... Her şey, evlatlarının hayat boyu yol arkadaşlığı edebileceği o sadık dostlarını bulabilmesi için... Bugünün maddi gerçekliğinde de iş dünyasından siyasete, sanattan teknolojiye her alanda kimleri tanıdığınız, ne bildiğinizden daha fazla kapı açıyor. Ayrıca güçlü dostluklar ve sadık evlilikler, bir kişinin güvenilirliği açısından da CV'sinin bir parçası haline geliyor. O nedenle insan bağlantısı, bugün her zamankinden daha zor ve 'pahalı' bir yatırım. Şebnem Ferah'ın şarkısında geçen "İyi dostlar biriktirdim, hepsi ailem oldu" sözü romantizm değil yani, hayatın en anlamlı yatırımı.
Haberin DevamıBAĞIŞ SUİSTİMALİ
Bu aralar dost meclisi sofralarında bu konu dönüyor. Sürekli bir şeyler isteyen, bekleyen insanlar... Hayatın trajedilerini sürekli ve yalnızca 'kendi başına gelmiş felaketler' olarak yorumlayanlar. İnsan olduğumuzun en önemli göstergelerinden birinin de birbirimize yardım eli uzatmamız olduğu kesin. Yalnız bu durum o kadar suistimale açık ki. Bağış kampanyaları da böyle. Dünyada çok yaygın. Örneğin geçenlerde şöyle bir kampanya haberi işledik sayfamızda: Uyku sırasında dört arkadaşının öldüğü evden sağ kurtulunca suçluluk psikolojisine giren Dylan Mortensen'in terapi görmesi için 50 bin dolar toplanmış ABD'de... İnsan yeter ki yardım etmek istesin, bir gerekçesini buluyor. Çünkü bağışın mantığı, hikayesini yakın bulduğun, inandığın birine destek olmak. Bu tür bağış kampanyalarında iyi niyetli insanların dolandırılma hikayelerine de denk geliyoruz. (Bağışı, kara para aklama amaçlı kullanan bağışçılar da oluyor.) Bizim kültürde şöyle bir inanış vardır. "Ben Allah rızası için yaptım, eğer sahtekarsa günahı onun boynuna" deriz. Bu, bizim toplumsal varlıklar olarak birbirimize olan güvenimizi koruma sorumluluğumuzu ihlaldir. Bağış yaparken kampanyanın güncel olmasına, fotoğraf değil taranmış belgeler olmasına, istenen miktarla açıklanan ihtiyaç arasındaki mantıklı ilişkiye, bağış platformunun güvenilirliğine, daha önce benzer kampanya girişimleri olup olmamasına, bağışçılarla iletişim diline, sorgulanınca verilen tepkilere dikkat etmeniz önemle rica olunur.