Gri ekonomi sınıfı

Sizce zenginlik nedir Geçen gün bir sergide buluştuğumuz çok sevgili arkadaşım modacı Bahar Akbulut, "Asıl zenginlik, birine iyilikle, hoşlukla, güzellikle dokunabilmek. Yoksa ne kadar paran olduğu kimin umurunda Neyi başardığın kimin umurunda Bir başkasında güzellikle iz bırakabilmek en büyük servet" dedi.

"Güzelliğin on par'etmez, bu bendeki aşk olmasa" diyen Aşık Veysel'in ecdadı olarak birbirimizi kalbimizden yakaladık. Tam da söylediği gibi biri o. Yüzde yüz ketenden, farkındalıklı üretimle yaptığı tasarımlarıyla insanların dolaplarında ömürlük yer ediniyor. Anlık sohbetimizde söylediği bu sözler, üzerine çalıştığım yeni nesil zenginlik yazıma pencere açtı. Çok değil; 10-20 yıl önce zenginlik ve lüks, rafine zevklerle ölçülürdü. Özel dikim, nadide materyal, gelişmiş bir kitaplık, entelektüel birikim, sanat eserleri, yadigar mücevherler... Yani emek, ustalık ve zevk terbiyesiyle inşa edilirdi.

Haberin Devamı

HAYDAN GELEN HUYA

Bugünkü gibi hızla kazanılan, günde 1 milyon etkileşim mantığıyla şekillenen bir servet anlayışı yoktu. Şimdi tablo farklı. Golden Goose'un eskitilmiş havası verilen yüzlerce dolarlık spor ayakkabıları, 800 dolarlık Miu Miu şapka, The Row'un 900 dolarlık lastik terliği, spor giyim markası Alo'nun 3 bin dolarlık çantası... Mücevher tasarımcısı Anne Sisteron bile bu ürünlere isyan etti. "Lüks dünyası bizle alay ediyor. Bunların arkasında zanaatkarlık, özel işçilik, stil mirası yok. İkinci elde değerleri yok. Lüks bu değil" dedi. Bugün lüks diye pompalanan şeylerin içi bomboş. Peki kim bu ürünleri alıyor Çoğu, yasal boşluktan faydalanan kayıt dışı gri ekonomiden kazanç sağlayanlar. Para hızla gelince harcaması da öyle oluyor. Kirli yerden gelince çöpe gitmesi de kolaylaşıyor. Lüksün ironik biçimde bayağılaşmasının arka planında, para aklamak veya bayağılıktan kazanılan hayatlar var. Kime ve neye özendiğiniz kim olduğunuz hakkında her zaman ipucu taşıyor..

BELİRSİZLİKTE AYAKTA KALMA SANATININ BAŞKENTİ: İSTANBUL

Çocukların okul takvimiyle biz yetişkinlerin sanat takvimi eşzamanlı başlar İstanbul'da. Eylülle birlikte şehirdeki sanat hareketliliği yılın zirvesini yaşar. Birçok sanatsal sergi ve etkinlik, günlük hayata farklı gözlerle bakmaya davet ediyor. Dünyanın en prestijli çağdaş sanat fuarlarından Art Basel'ın platformunda yayınlanan makalede "Yeni bir sanat sergisi sezonunun açılması için (ekonomik ve siyasi) koşullar pek de elverişli görünmüyor. Ancak krizin doğurduğu yaratıcılık, işbirliği, dayanışma ile sanat dünyası dünyaya dayanıklılığını göstermeye kararlı" deniliyor. Öyle değil mi ama İstanbul'un radarıma takılan sanat etkinliklerinin teması da bunu doğrular nitelikte. İşte bir araya geldiklerinde belirsizlik içinde ayakta kalmayı, kırılganlıkla birlikte direnci bulmayı ve yeni yollar aramayı anlatan İstanbul tablosunu ortaya çıkaran sanatsal duraklar...