Bir kahvecide sipariş verirken veya kitapçıda ödeme yaparken tuhaf, anlamsız bir boş bakışma ve sessizlik yaşadınız mı son zamanlarda Veya asansörde karşılaştığınız genç bir komşuyla...
'Gen Z stare', yani Z kuşağının uzun, tepkisiz, ifadesiz bakışı, yeni bir norma dönüşüyor. İletişim krizinin yeni sembolü oluyor. Evet, bizim gibi 'sıcak', gözlerinden ateş çıkan insanların yaşadığı coğrafyaya bile ulaştı bu ruhsuz bakış salgını... Özellikle hizmet sektöründeki genç kuşak çalışanlar, asgari düzeyde beklenen insani iletişimi göstermiyor. Bu yeni davranış biçimi, bilinçli bir iletişim tercihi. Çünkü sıradan bir sohbet bile bir tür 'tehdit' olarak algılanabiliyor... Nasıl Öncelikle psikologlar, bu durumun dijitalleşmenin yarattığı sosyal gelişim eksikliğinin sonucu olduğunu söylüyor. Pandemide de yüz yüze etkileşim zayıfladı. Havadan sudan sohbet ederek kurulan ayaküstü etkileşim bir anda kayboldu! Gençler, selamlaşmak, teşekkür etmek, hal hatır sormak gibi sıradan sosyal refleksleri gereksiz ve sahte buluyor. Haklı da olabilirler. Gençlerin yaptığı her şeyi eleştirmenin lüzumu yok tabii.
Haberin DevamıANI YÖNETME BECERİSİ
'Dünyanın en mutlu ülkesi' Finlandiya'da bu tür 'küçük sohbetler' sosyal dışlanma nedeni. Çünkü insanlar anlamlı bir diyalog kurmak için sohbet ediyor, boş muhabbeti ayıplıyor. Dünyada bir tür 'Nordik'leşme' söz konusu yani! Sosyologlar da gençlerdeki bu sessizliğin bir savunma biçimi olduğunu düşünüyor. "Gelişigüzel bir sohbete tepkisiz kalarak sınır koyuyorlar. Kişisel alanlarına girdiğinizi düşünüyorlar" diyorlar. Bir yandan anlık paylaşımlarla mental ve ruhsal dünyalarına dair en derin ve özel durumları cümle aleme sosyal medyada paylaşabilen gençler, konu gerçek hayatta sohbete gelince aynı açıklığı göstermiyor. Oysa sosyal medyada hitap edilen kitle seçilebilen bir kitle de değil. İrdelenmeye değer bir konu bu. Çünkü insani etkileşimin geleceği bu davranış kodlarında saklı. Yani daha seçici ve daha korunaklı bir iletişim dili yükseliyor. Sahte yakınlığın yerini okunmayan bakışlar alıyor. Öte yandan insani etkileşim, bu kadar sınırları belli, planlı bir şey midir Hayır. Anlık diyalog kurabilmek ve nerede sessiz kalacağını ayarlamak da o anı yönetmenin anahtarıdır. Hatta hayatta kalmanın yollarından biridir insan için. Karşınızdakinin güvenilir olup olmadığını, tehlike işaretlerini bu basit ve anlamsız sohbetlerde yakalarsınız. Birine nezaketsiz, robotik bakışlar atmak, yapay samimiyetin zıttı değildir yani.
Haberin Devamı'ORMAN YANGINLARI VE 5G İLİŞKİSİ' TEORİSİ
Şu anda orman yangınları Avrupa'da özellikle Akdeniz'e kıyısı olan ülkelerde ciddi boyutta yaşanıyor. Orman yangınlarının akıllı şehirler kurmak için 5G teknolojisine yer açmak amacıyla çıkarıldığını iddia edenler oluyor. Peki ormanlarla 5G teknolojisinin alakası var mı Evet. 5G sinyalleri ağaçlar tarafından engellenebiliyor. Zaten bu iddiaların kaynağı 2018'e dayanıyor. İngiltere'nin Sheffield kentinde sokak ağaçlarının kesilmesiyle aynı dönemde 5G baz istasyonları kurulmuştu. Olayın gerçekleştiği yer, Sheffield. Yani yerleşimin çok yoğun olduğu, gelişmiş bir endüstri şehri. Üstelik ağaç nüfusunun insan nüfusundan fazla olmasıyla meşhur! Kişi başına yedi ağaç düşüyor. Çoğu yaşlı ve hasta ağaçlar yol ve altyapı yenilemesi için kesilmişti. 5G istasyonları da şehir merkezine kurulmuştu. 5G antenleri yerleşim merkezlerine, direklere, binalara kuruluyor zaten. Ormanlık alana değil. Bugünlerde duyduğumuz orman yangınları, yerleşimlerin merkezinde değil. Zaten 5G bir ihtiyaç sonucu kuruluyor. O bölgede internet hızına duyulan ihtiyaçla, savunma, sanayi, otonom araçlar, robotik cerrahinin yaygın olmasıyla ilgili. Ayrıca şirketlerin de o bölgede yaşayanların verilerine ihtiyaç duymasıyla ilgili...