Yoksulluk sınırı kısa sürede 40 bini geçer, açlık sınırı 16 bine yükselir!

Enflasyonun ocak, şubat ve mart aylarında daha da yükseleceğine dikkat çeken Selçuk Geçer, "Enflasyon yüzde 30'lara düşecek diyorlar ya tamamen kandırmaca. Asgari ücret de açlık sınırının yarısında kalacak" diye konuştu.Selçuk Geçer, 1990-94 yılları arasında Gazi Üniversitesi İktisat Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü'nden mezun olduktan sonra ekonomi habercisi, yorumcu ve analist olarak İstanbul FM, Expo Channel, Bloomberg HT, Business Channel, CNBC-e, KRT, Kanal 9 gibi kanallarda programlar yapmış, büyük kurumlarda marka ve iletişim danışmanlığı yanında medya sektöründe uzun yıllar ekonomi birimlerinin yönetici kadrolarında bulunmuş, Gateway, Intercity, Halk Emeklilik gibi firmalarda Kurumsal İletişim Müdürlüğü yapmıştır. 2015 yılında Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkan Yardımcılığı yapan Selçuk Geçer, 2015 yılından bu yana 600 binin üzerinde takipçiye ulaşan kendi Youtube kanalında dolar, altın, borsa ve ekonomi üzerine programlar yapmaktadır. 2006 yılında Ziraatçılar Derneği tarafından verilen Yılın Ekonomi Habercisi Ödülü'nün sahibi oldu.Siyasi gelişmeler o kadar hızlı ve beklenmedik olaylarla akıyor ki Türkiye'nin en önemli sorunu olan ekonomiyi, halkın geçim derdini bile ikinci plana itmeyi başarıyor. Türk Lirası yüzde 33 kayıpla dünya ülkeleri arasında "dolara karşı en kötü performans sergileyen ülkeler" arasında Arjantin'den sonra ikinci durumda, gelirler artmadı ama TÜİK'in açıkladığı yüzde 84.39 enflasyonla (resmi olmayan verilere göre bunun iki katından fazla) hayat pahalılığı had safhada arttı. Bırakın son 6 ayda gıda harcamalarının en az 3 kat artmasını,halk kışın bastırmasıyla elektrik, doğalgaz ödemelerine yetişmekte zorlanıyor. Ekonominin ne durumda olduğunu detaylarıyla öğrenmek için doğru yorumları takdirle izlenen ve "Ekonomik Çöküşün Hikayesi-Yiyin Efendiler" kitabı yeni satışa sunulan Ekonomist Sayın Selçuk Geçer'le konuştum.ASGARİ ÜCRETLİ YÜZDE 38'LİK KESİM BUGÜN YÜZDE 50 FAKİRLEŞMİŞTİR!? Sayın Geçer, Hazine ve Maliye Bakanı Nebati de, Cumhurbaşkanı Erdoğan da "Vatandaşı enflasyona ezdirmedik" diyorlar. Cumhurbaşkanı gelecek yıl ortasında enflasyonu yüzde 30'lara, yılsonunda yüzde 20'lere indirmeyi hedeflediklerini de söyledi, bu arada asgari ücret 8 bin 500 TL olarak açıklandı. Sözcü vatandaşlarla konuşmuş, onlar "Bu asgari ücretle nasıl yaşayacağız" diyorlar. Siz ne diyorsunuzAsgari ücrete yapılan yüzde 54.66'lık zam, Türkiye'de hiçbir yerde enflasyon olarak karşımıza çıkmıyor, yani böyle bir enflasyon yok. TÜİK'in enflasyonu yüzde 84, ENAG'ın enflasyonu yüzde 180, kim ne derse desin halkın enflasyonu yüzde 150-300 arasında değişiyor ama buna rağmen siz fakir olan insanlara aslında istisna olması gereken bir ücrete sadece yüzde 54.66'lık bir zam yapıyorsunuz. Yani TÜİK'in enflasyonunun bile 30 puan altında. Bakın, yüzde 30 altında demiyorum, yüzdelik olarak bakıldığında yüzde 50'lere filan denk geliyor bu ve diyorsunuz ki; gün itibarıyla siz yüzde 50 oranında fakirleşiyorsunuz. Bunu da şöyle satıyorsunuz "Gördünüz mü, asgari ücret Cumhuriyet tarihinin en yüksek dolar gelirini elde ediyor" diyorsunuz. Burada şunu da söyleyeyim; yüzde 38'lik bir kesim asgari ücretle çalışıyor. Asgari ücret 457 dolara denk geliyor ama dolar kurunu biz 18 lira olarak görüyoruz oysa yılbaşından bu yana TL gerçek enflasyon oranında değer kaybetmiş olsa şu anda doların 24 TL olması gerekiyor.? Baskılanarak mı 18 lirada tutuluyor hâlâTabii, baskılanarak 18'de tutuluyor ve 24 olmuş olsaydı bugün asgari ücret 8,500'ü böldüğünüz zaman yine 350 dolar civarında tutacaktı.? Nasıl baskılıyor, piyasaya devamlı para sürerek miEvet, Merkez Bankası rezervleri tamamen boşaltılıyor.? Bunun kime faydası olacakHiç kimseye. Siyasete ve siyasetçiye faydası olacak. Sizin dolarınız zaten 18 lira, üreticinin, sanayicinin ya da ticaret erbabının doları 18 lira değil ki. Onlar maliyetlerini minimum 24 liradan yapıyor, ya da 30 liradan yapıyor. Çünkü adam malını satacak ve yerine tekrar mal koyacak, bu riski niye alsın ki Doğal olarak maliyetlerini 24-25 liraya yapıyor ve bu da fiyatların yukarıya çıkmasını beraberinde getiriyor. Ama halkın asgari ücreti ve enflasyonu, aynı zamanda dolar kuru hep düşük seviyelerdeymiş gibi görünüyor. Gıda üreticisi de, yurt dışından Türkiye'ye mal satanlar da doları 24 TL'den hesaplıyor, yoksa zarar eder bu işten. Bugün domatesten bibere, patlıcandan ıspanağa her şeyin fiyatı artmaya devam edecek, bir de üzerine kış etkisi binecek ve enflasyon Ocak, Şubat ve Mart aylarında daha da yükselecek, hani yüzde 30'lara düşecek diyorlar ya tamamen kandırmaca, öyle bir şeyin olması mümkün değil.? Yani, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "enflasyon yüzde 20-30'lara düşecek" sözü hayal mi olacakTamamen siyaset yapılıyor, illüzyon yapılıyor. Devlet 2023'ün resmi enflasyonunun açıkladı; yüzde 123. Oradaki hikaye şu aslında, diyor ki; "baz etkisiyle geçen sene yüzde 60 arttı ama bu sene o kadar yüksek artış olmayacak, o nedenle yüzde 30 civarında bir baz etkisi yaratacak" ama öyle bir durum yok ki, Türkiye'de gıda fiyatları artmaya devam ediyor, petrol fiyatları artmaya devam ediyor, akaryakıt fiyatları artmaya devam ediyor, girdi maliyetleri artmaya devam ediyor, sadece tarımda değil, bütün sektörlerde. Aynı zamanda devletin kendi zamları da yüzde 123'e göre belirleniyor. Düşünün; MTV (motorlu taşıtlar vergisi) yüzde 61 oranında artıyor, gazeteler "indirim" olarak verdi ama o indirim değil, yüzde 61 oranında vergisi arttı. Şu anda bütün şirketler zam üstüne zam yapıyorlar, maliyetlerini yukarıya çekiyorlar, fiyatlarını arttırıyorlar, bu enflasyonist etki yaratmayacak mıYOKSULLUK SINIRI 40 BİN TL'DEN FAZLA, AÇLIK SINIRI 4-5 AYDA 15-16 BİN TL OLACAK!? Açlık sınırı 7 bin 800 TL idi, Birleşik Kamu İş'in açıklamasına göre ise Kasım'da 8 bin 657 TL olan açlık sınırı Aralık'ta 9 bin 59 TL'ye çıkmış, yani şimdiden asgari ücret açlık sınırının 559 TL altında kalmış durumda, buna ne diyorsunuzEvet, haklısınız, yoksulluk sınırı 25 bin 500 lira olarak açıklanmıştı, Birleşik Kamu İş onu da 26 bin 124 TL olarak hesaplamış. Bir iki ay içinde yoksulluk sınırı büyük ihtimalle 40 bin TL'nin üstüne çıkacak. 2022 yılı başında ben 'Yoksulluk sınırı 25 bin TL'nin üstüne çıkacak' dediğimde gülmüşlerdi. Hadi çıkmadığını kabul edelim; şu anki asgari ücret yoksulluk sınırının üçte birine denk geliyor, zaten bu tek başına korkunç değil mi İnsanlar normal koşullarda yani 2-3 ay içinde acil bir başka düzenleme yapılmazsa- bir yıl boyunca bu asgari ücreti kullanmak zorunda kalacaklar ve 4-5 ay içinde açlık sınırı 15-16 bin TL'leri göreceği için asgari ücret bunun yarısı kadar bile olmayacak. Enflasyon da yükselmeye devam edeceği için açlık sınırının yarısında kalan asgari ücretle iyice fakirleşen bir halk profili ortaya çıkacak. Öbür taraftan biz insan olarak sadece yiyip, içip, tüketen varlıklar mıyız Evlerimiz var, arabalarımız var, bunlar yoksa da otobüse biniyoruz, sağlık, eğitim giderlerimiz var, zorunlu harcamalarımız var, bunların hepsinin çıkartıldığı tabloya biz "açlık sınırı" diyoruz. Şimdi, siz siyasetçiler olarak ya da Türk-İş Başkanı olarak insanlara "Sadece gıda ihtiyacınızı karşılayın yeterli, zaten sizin başka ihtiyacınız yok" diyorsunuz, yani insanlar tamamen yoksulluğa mahkum ediliyor. Burada resmen bir kaynak transferi söz konusu, o da "Fakirden al, zengine ver", fakir daha fakirleşsin, orta gelir seviyesi yok olsun, seçkin zenginler daha da zenginleşsin, esnaf batsın ya da çiftçi batsın.SEÇİM HAZİRAN'DA OLACAKSA MAYIS AYINDA ASGARİ ÜCRETE TEKRAR ZAM YAPACAKTIR!? Peki, bu durumu sizler görüp anlatıyorsunuz ama ülkeyi yönetenler gereksiz köprüler, hastaneler yapmaya devam ediyorlar, başka ülkelerden hala borç alınıyor ama israf kesilmiyor, diğer tarafta yaklaşan bir seçim olmasına rağmen asgari ücret 9 bin 500 yapılamıyor, bunu neye bağlıyorsunuzDiyelim ki seçim Haziran'da olacak, asgari ücret artışını Mayıs'ta yapacaktır, geçen yıl nasıl yaptı, hatırlayın; Aralık'ta 4250 olarak açıklandı, sonra tepkiler arttı, oy oranları ciddi şekilde düştü, hemen 5500 liraya çekti. Bizim insanlarımız çabuk unutuyor, 4250 liradan 5500 liraya çıktığı zaman neredeyse yüzde 30-35 daha ekstra zam yapılmış oldu, bunu da yapacaklar.AK PARTİ SADECE SERMAYEDARIN YANINDA OLAN BİR ZENGİN PARTİSİ!? Emekli maaşlarının artışı da açıklanmadı hala. Bakan "enflasyon farkını dikkate alan bir düzenleme yapılır" dedi.Geçen sene emeklilere de, memurlara da aynı oranlarda zam yaptı, bu sene de asgari ücrete; yüzde 54'e göre belirlenecek. Muhtemelen seçim öncesinde onlara biraz daha yüksek zam yapabilir, çünkü biliyorsunuz emekliler iktidarın kemik kitleleri, dolayısıyla zam yapacak olmalarına inanıyorum ben ama bu gelecek hükümetin eline de büyük bir bomba bırakmak aslında. "Şu anda niye yapmıyorsunuz bu insanlara zam" sorusunun cevabı yok. "Yüzde 54'lük enflasyon nerede var kardeşim" sorusunun cevabı yok. Ak Parti bir zengin partisi haline gelmiştir, sadece sermayedarın, bazı seçkin iş adamlarının yanında olan, halkı tamamen konunun dışına itmiş bir parti haline geldi Ak Parti, bunu da vatandaş çok net bir şekilde görüyor. Vatandaşın görmesine de gerek yok, komisyonun açıklaması gereken kararı Sayın Cumhurbaşkanı açıklıyor, Sayın Cumhurbaşkanı'nın yanında oturan kişilere bakıyorsunuz; biri Bakan Bilgin, öbür tarafında oturan işveren temsilcisi. "İşçi temsilcisi nerede" diye soruyorsunuz, yok. Niye bütün sendikaların temsilcisi yok o masada Biz neyi yaşıyoruz biliyor musunuz; sanayi devriminden sonraki Avrupa'yı, çocuk işçilerin çalıştırıldığı, insanların ezildiği, kadınların tekstil fabrikalarında ağır işlerde çalıştırılıp yok edildiği o dönemi yaşıyoruz bugünlerde. O 1800'lerdeki sanayi devrimi sonrasındaki insan sömürüsü bugün Türkiye'de yapılıyor, yazık değil mi bu insanlara.? Peki, bu durumda "vatandaşı enflasyona ezdirmedik" lafını nasıl söyleyebiliyorlar, siz bunu duyduğunuz zaman ne diyorsunuzİnanılır gibi değil. Ben gülüyorum artık. Bütçeden tarıma ayrılan pay 54 milyar lira, bütçeden faize ayrılan paya bakıyorsunuz 564 milyon lira, 10 kat fark var. Bütçeden KOBİ'ye ayrılan paya bakıyorsunuz; 30-40 milyar lira, garantili ödemelere ayrılan paraya bakıyorsunuz; 1 milyar dolara gelmiş, neden üretmeyen ama devamlı tüketen ülke haline dönüştüğümüz açıkça görülüyor.TÜRKİYE KENDİ KAYNAĞIYLA ÜRETMEDİĞİ İÇİN DOLAR YÜKSELİNCE ŞAŞIRDI KALDI!? Neden üretimi durdurup Türkiye'yi devamlı ithal eden bir ülke haline getirmeye çalıştılarÇünkü yabancılar bunu istedi. Biz ne zaman dövizi konuşmaya başladık; 2012'den sonra, yani dolar kıpırdanmaya başladıktan sonra. Ondan önce kimsenin sorunu yoktu, cep telefonlarını ucuza alıyorduk, her şey çok daha ucuzdu, dolar yükselince hazırlıksız yakalandık. Sen üretemiyorsun artık, üretme kabiliyetin yok, bütün tüketim mallarını, üretim mallarını, ara mallarını, sermaye mallarını yurt dışından getiriyorsun, kendi kaynağınla üretmediğin için en önemli şey bu, üretiyoruz ama kendi kaynağımızla değil, yurt dışından al getir, burada üret sat- bir anda dolar yükselince şaşırdın kaldın, "Ne oluyor kardeşim" demeye başladın. Halk da ambale oldu, onun için bir kriz algısı oluşuyor. Oysa o dönemde doğru politika izlense, doğru bir şekilde kur yükseliyor olsaydı üretici üretimden vazgeçmeyecekti, tarım bitmeyecekti, sanayi bitmeyecekti, esnaf bitmeyecekti, asgari ücretle enflasyon arasındaki makas bu kadar açılmayacaktı, dengesizlikler olmayacaktı, bütün bunları son 20 içinde biz yarattık. Bu arada birçok kuruluş özelleştirildi, önemli firmalar satıldı; Türk Telekom Araplara satıldı, bakır tellerine kadar çalınıp satıldı, Tekel bitirildi, Şeker fabrikaları bitti, Sümerbank ve her şey, Cumhuriyet tarihi başında elde edilen kazanımların hepsi yok edildi, ülke tamamen yabancı pazar haline getirildi. Doğal olarak, Türkiye üretmediği, hiçbir şey yapmadığı için de o boşluğu yabancı sermaye doldurdu ve bu pazarı ele geçirdi, gayet basit. Sonra da dolar yükseldikçe fiyatlar arttı, enflasyon oluşmaya başladı ve biz bunda hala ısrar ediyoruz.2021'DE 4,5 MİLYON KİŞİNİN DOĞALGAZI KESİLDİ, BİR O KADAR İNSAN VANAYI AÇMIYOR!? Bu kış zor geçecek denmişti, son olarak İBB davaları ortaya çıkınca ekonomi geri plana itildi ama elektrik ve doğalgaz olayı bile insanları şu anda fazlasıyla eziyor. Nereye kadar dayanabileceğiz İnsanlar asgari ücret artışını bekliyorlardı, o ümit de gitti, nasıl yapacaklarYapamayacaklar, yapamıyorlar zaten. Milyonlarca insanın elektriği, doğalgazı, suyu kesiliyor bu ülkede. TÜİK istatistikleri ortaya koyuyor bunu, 2021'de 4,5 milyon kişinin doğalgazı kesildi, bir o kadar insan da vanayı açmıyor, doğalgazı var ama