Gazze'deki işbirlikçi çeteler!

2006 yılında Filistin'de uluslararası gözlemcilerin de katıldığı devlet başkanlığı ve parlamento seçimleri yapıldı.

İsrail ve hâmileri ABD ve AB nasıl olsa kazanamaz öngörüsüyle HAMAS'ın seçimlere katılmasına onay verdiler.

HAMAS devlet başkanlığına aday göstermedi, başkanlık seçimini Mahmud Abbas kazandı.

Parlamento seçimlerinde ise HAMAS, 132 üyeli Filistin parlamentosunda74 üye kazanarak iktidar partisi oldu.

Buna rağmen HAMAS hükümeti tek başına kurmak yerine milli birlik hükümeti teklif etti. Ancak başta FETİH olmak üzere bu teklifi kabul etmediler ve İsmail Heniyye başkanlığında Filistin'in ilk seçilmiş hükümeti kuruldu.

Seçimleri HAMAS'ın kazanması İsrail ve destekçileri tarafından hazmedilemedi ve ambargo uygulanmaya başladı.

Seçim yenilgisini kabullenemeyen ve İsrail ve destekçilerinin baskılarına direnemeyen devlet başkanı Mahmud Abbas da kendisi kadar meşru olan Heniyye hükümetini azlettiğini açıkladı. Hükümet bu darbe girişimini kabul etmeyince FETH ve HAMAS arasında Gazze'de silahlı çatışmalar çıktı.

FETH'in silahlı unsurları başaramadı, Gazze'den uzaklaştırıldı ve Filistin'de fiili olarak Gazze ve Ramallah olmak üzere iki hükümet icray-ı faaliyet eder oldu.

Gazze'de Filistinlilerin oyuyla seçilmiş direnişçi HAMAS hükümeti, Ramallah'da da işgalcilerin yönlendirmesiyle oluşmuş FETH hükümeti.

Tabii hemen belirtelim ki HAMAS İslamcı, FETH Solcudur, Baasçıdır!

Gazze'de devletin bütün birimleri eğitimden sağlığa imardan yerel yönetimlere kadar 19 senedir HAMAS kadroları tarafından yönetilmektedir.

Gazze'de kim yönetime gelirse gelsin bu kadrolarla çalışmak mecburiyetindedir, aksi takdirde tüm hizmetler aksar.

Maalesef Mahmud Abbas ve yönetimi HAMAS'a karşı İsrail'i memnun edecek tasarruflardan da hiç çekinmemiştir!

Gazze'nin yakın tarihinin özeti böyle.

7 Ekim'den sonra İsrail'in başlattığı soykırıma karşı direnen HAMAS'ın karşısında sadece İsrail yoktu.

HAMAS bir taraftan işgalci İsrail ile mücadele ederken bir taraftan da İsrail'in de desteklediği içerdeki çetelerle de mücadele etti.

Bu hususta Filistin Diplomasi Merkezi FİDE 28 Ekim 2025 tarihinde yaptığı bir açıklama ile Gazze içindeki çeteler hakkında bilgi verdi.

Özellikle işgal güçlerinin desteğiyle direnişi kırmak için oluşan çeteler hakkında kamuoyunu bilgilendirme açısından özetlemek için bu yazıyı kaleme aldım.

FİDE'nin verdiği bilgilere göre 6 çete Gazze içinde İsrail'in ekmeğine yağ sürmektedir. Bunlar:

1- Yaser Ebu Şebab Çetesi :

Refah bölgesindeki bu silahlı grubun lideri Yaser Ebu Şebab'tır ve yaklaşık 400 silahlı unsurdan oluşmaktadır. Yaser Ebu Şebab (19 Aralık 1993 doğumlu) daha önce tutuklanmış bir Filistinlidir ve "Halkın Paralel Güçleri" adlı HAMAS karşıtı silahlı grubun lideridir. Bu grubun IŞİD ile bağlantısı olduğu iddia edilmektedir.

HAMAS, Yaser'i İsrail ile iş birliği yapmakla suçluyor.

BM Filistin İşlerinden Sorumlu Ofis Başkanı Jonathan Wital, Ebu Şebab çetesinin "savaş başından itibaren yardımların gerçek anlamda yağmalanmasından" sorumlu olduğunu ve bunun "İsrail gözetiminde" gerçekleştiğini belirtti.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, 5 Haziran 2025'te İsrail'in Ebu Şebab çetesine silah sağladığını doğruladı.

İşgal güçlerinin Ebu Şebab çetesini silahlandırması 2024'ün son aylarında başladı; Güneydoğu Refah'daki İsrail kontrolündeki bölgelerde onlara barınak sağlandı. Çeteler, yardımların giriş noktası olan Kerem Ebu Salim sınır kapısının yakınında konuşlandı; bu, onlara yardımları kontrol etme ve çalma fırsatı sağladı ve yeni iş birlikçileri çekti.

Ebu Şebab, Gazze güvenlik güçleri tarafından 2015'te uyuşturucu ticareti ve dağıtımı suçlamasıyla tutuklandı ve 25 yıl hapis cezası aldı. 7 Ekim 2023'te başlayan İsrail saldırıları sırasında "Asda El-Vaqe" cezaevinden kaçtı. O zamandan beri, işgal güçleri ile yeniden iletişim kurdu ve bu çeteleri yöneterek Gazze'de güvenliği bozmayı hedefledi.

2-Mümtaz Doğmuş Çetesi:

Gazze'nin Sabra Mahallesi'nde bilinen Doğmuş ailesine bağlı silahlı gruplardan biridir ve son yirmi yılda bölgede yaşanan birçok güvenlik olayında merkezi bir rol oynamıştır.

Mümtaz Doğmuş ismi, 2014 yılından sonra Güney Gazze'de (Sabra ve Zeytun bölgeleri) aileye bağlı yerel grupların gayrı resmi güvenlik ve ekonomik faaliyetler yürütmeye başlamasıyla öne çıkmıştır. Saha raporlarına (Filistin ve İsrail kaynakları, ör. "Ynet" ve "Times of Israel") göre, grubu silah ve mühimmat kaçakçılığı, zaman zaman da para karşılığı koruma ve şantaj gibi faaliyetlere karışmıştır.

Eski İslam Ordusu faaliyetlerinden miras aldığı hafif ve orta çaplı silah cephaneliğine sahiptir. Çete, kendi finansmanını sağlamak için gayri resmi ekonomik faaliyetlerden yararlanır; silah ticareti, tüneller üzerinden kaçakçılık ve özel güvenlik işleri bunlar arasında yer alır.

Hamas'ın 2007'de Gazze kontrolünü ele almasının ardından, hareket aileden silahları almak istemiş, bu da tekrarlayan çatışmalara yol açmıştır.

Hamas, çeteyi İsrail ile iş birliği yapmak ve direniş çerçevesi dışında silah stoklamakla suçladı ve geniş çaplı bir baskın başlattı.

3- Rami Halis Çetesi

Rami Adnan Mahmud Halis, Gazze'nin güneybatısındaki Telli-Hava Mahallesi, "Ebu Mazin" kavşağı çevresinde yaşıyor. FETH Hareketi saflarına mensup , Doğu Gazze'de, özellikle İsrail ordusunun hâlihazırda faaliyet gösterdiği Şucaiyye Mahallesi'nde, İsrail işgali tarafından desteklenen ve korunan bir silahlı çete kurmakla meşgul. Rami Halis, İsrailli istihbarat subayı "Abu Rami"nin etkisi altında ve onunla günlük olarak işbirliği koordinasyonu yapıyor.

Direnişçilere saldırmak, Doğu Gazze'de karışıklık ve fitne çıkararak gerginlik ve güvensizlik ortamı oluşturmak ve direnişçi sivilleri kaçırıp işgale teslim etmek başlıca faaliyetleri arasında.

4- Eşref El-Mensî Çetesi

İsrail istihbaratıyla işbirliği yapan ajan Eşref Muhammed Mahmud El-Mensî'nin, uyuşturucu, hırsızlık, casusluk ve yolsuzluk gibi suçlardan sabıkalı 20 kişiden oluşan bir suç ağı kurduğunu açıklandı. Bu kişiler, işgalden para, uyuşturucu ve koruma karşılığında faaliyet göstermekteydi. Direniş güvenliği, açık bir uyarı yayımlayarak "Mensî veya çetesinin herhangi bir üyesiyle işbirliği yapan her vatandaş, sert bir devrimci şekilde hesap verecek ve ihanete karşı taviz verilmeyecek" dedi.