Gazze dünyaya ruh üfledi!

Filistin ve Gazze konuşulurken kavramların tersyüz edildiği görülüyor.

Kavramları yerli yerinde kullanmak gerekir.

İsrail'in Filistinlilere ve bölgeye yaptığı tüm saldırılar bir devletin meşru savunması gibi kullanılıyor.

Halbuki İsrail'in tüm tasarrufları bir devlet tasarrufu değil tam bir terör örgütü tasarrufudur.

Filistin'deki direniş hareketleri bir terör örgütü değildir, işgale karşı meşru direniş hakkının Filistinliler tarafından kullanılmasıdır.

Yahudi yerleşim birimleri dedikleri yerler cebren işgal edilmiş Filistin topraklarıdır.

Filistinlilerin sürülüp yerleştirildikleri kamplara mülteci kampı adı veriliyor oysa oradakiler mülteci değildir o toprakların gerçek sahipleridir.

Terörist olan, suçlu olan İsrail'dir. Filistinliler ise meşru hak sahipleridir. Hareketleri de direniş hakkını kullanan meşru hareketlerdir.

Gerçek şu ki, haklı olan Filistinlilerdir ancak sahaya hâkim olan İsrail'dir.

Görülmesi gereken bir diğer önemli gerçek ise küçücük Siyonist topluluğunun tüm dünyayı esir alacak kadar davasına sadık, gayretli, hedefine ulaşmada ısrarcılığı ve kararlılığıdır.

Dünyayı bir tarafa bırakalım Müslümanlar, Siyonistlerin davalarına sadakatleri kadar İslam'a sadık olsalar bu eziklik yaşanır mıydı

Siyonistlere kızmayı bir kenara bırakıp, 'biz neden kendi ilkelerimize o kadar sadık değiliz!' diye kendimizi sorgulamalıyız.

Aksa Tufanı, tüm dünyaya hükmeden Siyonistlerin bir avuç HAMAS'ın sadakati ihlası ve cihadı karşısında aciz kaldığını gösterdi.

İşgale karşı imanıyla ihlasıyla direnen o bir avuç mücahit sadece İsrail'in hedeflerine ulaşmasına engel olmadı aynı zamanda İsrail'in dünyadaki itibarını sıfıra indiren ve dünya insanlık vicdanını dirilten bir misyon üstlendi!

DÜNYAYA RUH ÜFLEDİ!

O ruh aynı zamanda Gazze halkının ruhuydu.

Meskenleri harabeye çevrildi, Gazze bir moloz yığınına dönüştü; her evden birkaç kişi hayatını kaybetti; başlarını sokacak bir mekan kalmadı; ya çadırda ya açıkta kaldılar; yiyecek bir lokma ekmek içecek bir yudum su bulmakta zorlandılar; açlık sebebiyle hayata tutunamayanlar oldu ama boyun eğmediler direnişe destek verdiler vatanlarını terk etmediler; yıkılmış da olsa evlerine dönmeyi tercih ettiler.

İşte asıl direniş ruhu da budur!

Gazze halkı sorumluluğunu müdrik bir halk olarak tezahür etti.

Her türlü takdir ve tebriki hak ediyorlar!

Bundan sonra tüm sorumluluk başta Türkiye olmak üzere öncelikle barış anlaşmasına imza atan ve şahitlik eden devletler sırasıyla da Filistin'in komşusu ülkelerden başlayarak tüm İslam devletlerinin yönetimleridir.

ABD'yi de AB'yi de diğer devletleri de devreye sokacak olan İslam devletlerinin kararlı tavrı olacaktır!