Deprem, hayat memat meselesidir!

Emanetçisi olduğum dairenin bulunduğu 15 daireli bina kentsel dönüşüme tabi binalardan biri.

Müteahhitlerle görüşüyoruz, 'anlaştığımız takdirde yeni binayı iki yıldan önce teslim edemeyiz' diyorlar.

15 daireli bir bina iki yıldan önce teslim edilemezken, deprem bölgesinde binlerce binanın bir yıl içinde bitirilip sahiplerine teslim edilmesi bir başarının ve fedakarlığın tezahürü sayılmaz mı!

Bugün 6 Şubat depreminin yıldönümü.

Bundan tam bir yıl önce vuku bulan deprem, 11 şehri harabeye çevirdi.

680 bini konut, 170 bini iş yeri olmak üzere toplam 850 bin bağımsız bölüm ağır hasar alarak kullanılamaz hale geldi.

Asrın afetinin ortalama maliyeti 104 milyar dolar olarak belirlendi.

53 bin 537 vatandaşımız vefat etti, 107 bin 213 vatandaşımız da yaralandı. 14 milyon vatandaşımız etkilendi.

Depremin üzerinden geçen 6 ayda, depremden etkilenen 11 ilde yaklaşık 180 bin konut ve köy evinin ihalesi tamamlandı ve yapımına başlandı.

İki gün önce de depremzedelere konut teslimi başladı.

Şubat'ın 10'na kadar 45 bin 901 konutun kura çekimleri gerçekleşecek.

Başkan Erdoğan, deprem bölgesine ilişkin, "İnşallah 2 ay içinde deprem bölgesi genelinde 75 bin konutun teslimini bitireceğiz." dedi.

Biz 15 daireli bir binayı iki yılda teslim alamazken 10 ay içinde 75 bin konutun teslim edilmesi manidar değil mi

Bu rakamın yılsonuna kadar 200 bini bulacak olması daha anlamlı değil mi sizce

'Efendim devlettir tabii ki yapacak' denebilir ama biz nice depremler gördük, devlet aynı devletti

Devletin bir kusuru yoktu elbette, kusur o devleti yönetenlerin kusuruydu.

Deprem bölgesi 14 milyon insanın yaşadığı bir bölgeydi.

İstanbul'da 14 milyon insan yaşıyor. Ve Allah göstermesin İstanbul depreminin sadece bölgeyi değil Türkiye'yi her yönden olumsuz etkileyecek bir potansiyeli var!

Peki, birçok devletten daha büyük olan İstanbul büyük şehir yönetimi 5 yıldır depreme karşı hangi tedbirleri aldı ve seçilen başkan bu hususta verdiği sözün kaçta kaçını gerçekleştirdi

Her sene 20 bin konut 5 senede 100 bin konut diyen başkanın yaptığı konut sayısı 5 bini bile bulmadı!

İşte fark burada.

Deprem bölgesinde yaşanan felaket sürecinde bakan olan ve bölgeyi ayağa kaldıracak hazırlıkları yapan bakan Murat Kurum'du!

Ve o Murat Kurum bu kez İstanbul'da sorumluluk almak üzere yola çıkmıştır!

Deprem, İstanbul sakinleri için hayat memat meselesidir.

İstanbullu parti siyaset kavgasına kulaklarını tıkayıp depreme karşı tedbir alma beceri ve birikimi bulunan Kurum'u tercih etmezse kendi canını ciddiye almıyor demektir!

Deprem parti meselesi değildir! Hayat memat (ölüm kalım) meselesidir!

Batı'nın çirkin suratı!

Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya, Kanada, İtalya ve diğerleri Filistin'den binlerce kilometre uzakta.

Bunların İsrail ile sınırları yok, din birliği yok, dil birliği yok, tarih birliği yok ama bunlar bütün imkânlarını İsrail'in emrine verdiler!

Neden

Gazze direnişinin karşısında Siyonistlere destek için değil mi

2 milyon insan evsiz kalmış umurlarında değil, 30 bin insan ölmüş umurlarında değil.

Ve bunlar insan haklarından özgürlüklerden bahseden sözde medeni ülkeler!