Çağdışı kalan iftar programları üzerine!

Ramazan ayında kimi televizyon kanalları iftar ve sahur programları yapıyor. Ve bu programlar yıllardır aynı kalıp içinde ve hemen hemen aynı simalarla icra ediliyor.

Format, bir moderatör ve misafir hocadan genellikle de ilahiyatçı hocadan oluşuyor.

Bazı kanallarda ise moderatör de yok doğrudan ilahiyatçı hoca tek kişilik bir gösteri şeklinde program yapıyor.

Ve bütün TV kanallarında aynı misafir hocalar ağırlanıyor. Bu gün bir kanalda ertesi gün aynı hoca başka bir kanalda. Aynı hoca kanal kanal geziyor. Hatta aynı hocayı hafta içinde ikinci kez misafir eden kanallar var.

Bazı kafa karıştıranları dışarda tutarsak hocalar gayet güzel şeyler de anlatıyorlar.

Allah hepsinden razı olsun.

Ama bu ülkede binlerce ilahiyat hocası yüzlerce müftü ve vaiz varken yıllardır aynı hocaların ekranlara taşınıyor olmasını diğerlerine ve ülkenin birikimine haksızlık olarak görüyorum.

Programların eksiklerinden biri bu.

Asıl önemli olan bu programların kalitesi ve mesajların topluma etkin bir şekilde iletilmesidir.

Format o kadar çağdışı kaldı ki birçok insan iftar programını seyretmiyor bile.

Oysa iftar programları seyirciyi ekrana bağlayacak bir format ile hazırlanabilir ve bu programlar aracılığıyla çok etkili bir tebliğ yapılabilir.

Bir moderatör bir misafir yerine bu programlar için seyirciyi ekrana bağlayacak bir format hazırlanabilir ve hem aynı hocalar hem daha fazlasına daha etkin bir şekilde yer verilebilir.

Bu bir ekip işidir.

Ekip derken tefsirci, hadisçi, fıkıhçı, tarihçi, edebiyatçı ve ihtiyaç duyulan diğer uzmanlardan oluşan bir kadroyu kastediyorum.

Mesela, yine programın akışını bir moderatör de yapabilir moderatörsüz de olabilir.

Mesela şöyle bir akış düşünülebilir:

1- Elbette program Kur'an tilavetiyle başlamalıdır. Ama artık bu tilavetler seyircinin ilgiyle dinleyeceği kârilere (okuyuculara) yaptırılmalıdır.

Ramazan boyunca hangi ayetlerin okunacağını programısenaryoyu hazırlayan ekip belirlemelidir. Mesela ilmi mucizelere işaret eden ayetler seçilebilir.

Seyirciyi ekrandan koparmamak için birkaç dakikalık birkaç ayet yeterlidir.

Bu kıraat de cami dışında da icra edilmeli, icrayı da çocuk, doktor, subay, yazılımcı, işçi, memur gibi farklı insanlar farklı mekânlarda yapmalıdır.

Kur'an hayat kitabıdır hayatın içinde olmalıdır. Camiye hapsedilmemelidir!

Ayrıca dünya Müslümanlarının özgün kıraatlerine de yer verilebilir. Mesela uzak doğu Müslümanlarının çocuklarına beden diliyle okuttukları Kur'an ayetlerini izletmek gündem bile olabilir.

Sosyal medyada bile o kadar renkli kıraat örnekleri var ki onları ekrana taşımak bile ilgiyi artırabilir.

2- Bu ayetler okunurken meali ekranlara yansır ama bu ayetlerden çıkarılacak dersler işte o ekranlara davet edilen önemli hocalar tarafından birkaç dakika süreyle açıklanabilir.

Bakın birkaç dakika diyorum. Bana göre 3 dakikayı geçmemelidir. 5 dakika bile uzun süredir. Ancak bu yorumlar o senaryoyu yazan uzman ekip tarafından belirlenmeli ve bir ay boyunca seyredenlere yeni mesajlar yeni bilgiler vermeli veya hatırlatmalıdır.

Ayrıca bu konuklar özenle seçilmelidir. Bazı programları açıyoruz birkaç kişi konuşuyor, ilahiyatçı olduklarını konuşmalarını dinleyince ya da alt yazı çıkınca anlıyoruz. Hitabetiyle de görünüşüyle de mesaj veren örnek tipler olmalıdır.

Tabii ki ayetlerin konusuna göre astronomi, tıp, jeoloji gibi alanlarda uzmanlara da yer verilmelidir.

3- Bir kısa hadis nakledilip yine bir iki dakikalık açıklama yapılabilir.