Necmettin Erbakan'ın İlim ve İçtihat Anlayışı-1

"MİLLÎ GÖRÜŞ VE ADİL DÜZEN" konusundaki seminer notları ile kaldığımız yerden devam ediyor, -bize göre- ele aldığımız çok önemli olan bu konudan daha fazla istifade etmek isteyenlere bu yazımızı önceki yazılarla birlikte okumalarını tavsiye ediyoruz... Önceki yazıda kaldığımız yerden devam "Temel unsurlar: Savaş değil, barış, Çatışma değil, diyalog, Çifte standart değil, adalet, Üstünlük değil, eşitlik, Sömürü değil, âdil düzen, Baskı ve tahakküm değil, insan hakları ve hürriyet. Adil Yeni Dünya'nın yani Adil Dünya Düzeni'nin tesisi için Erbakan tedrici olarak üç aşama planlamıştır: Yeniden Büyük Türkiye, İslam Birliği ve Adil Yeni Bir Dünya. İlim ve İçtihat Anlayışı "İslam'ın dışında hiçbir hak ve hakikat kaynağı yoktur. Fen ve hikmet, sanat ve sanayi dahi İslam'ın içindedir ve onun bir şubesidir. İlhamını Kur'an'dan almayan hiçbir ilim ve teknik asla hayra vesile olamaz, şerden ve zarardan da arınmış olamaz. (Erbakan, 2013: 39) pushfn('ads'); Temel kaynağı ve referansı Kur'an ve sünnet olan Prof. Dr. Necmettin Erbakan, meseleleri bunların temelinde ele almıştır. İmanının bir sonucu olarak siyasi görüşlerini ve ideallerini formüle etmiştir. Prof. Dr. Necmettin Erbakan, nakil ile akıl arasında bir denge kurmuştur. Ona göre akıl; bir mukayese ve muhakeme aracı, yani bir karşılaştırma ve karar verme kabiliyetidir. Ona göre İslamsız akıl, tek başına ilk ve mutlak doğruları bilemez, hayrı ve şerri tayin edemez. Verdiği bir örnekte; bir âlimin de, bir sarhoşun da aklının olduğunu ancak âlimin aklının "Şu insanları nasıl ikaz ve irşat etsem de iki cihan saadetine nail olsunlar" diye çalışırken; sarhoşun aklının ise "Ne yapsam da şu mahalle bakkalını kandırıp bir şişe daha içki alabilsem" diye çalıştığını belirtir. Erbakan, bu örnekte de görüleceği üzere önemli olan hususun aklın temelindeki zihniyetin ne olduğunu belirtmekte ve bunun da İslam olması gerektiğini vurgulamaktadır. (Erbakan, 2013: 39) Prof. Dr. Necmettin Erbakan, "Davam" adlı eserinde aklın nakil karşısındaki durumunu bu şekilde ifade ederken, naklin doğru anlaşılmasında aklın merkezi konumunu da "dinde (düzendesistemde) akla ve mantığa uymayan şeylere inanılmaz" (Erbakan, 2013: 46) diyerek ortaya koymaktadır. Hz. İbrahim'in putları kırdıktan sonra puthanede sorguya çekilirken "Küçük putları şu büyük put kırdı" dediğinde, aslında onlara "bir put gidip de başka putları kıramaz"