Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…
"Ve taamu / Ve taamları" (Maide 5)
Canlıların besinleri farklı olduğu gibi toplulukların besinleri de farklıdır. Her topluluğun kendi yaptıkları besinleri vardır. Bununla beraber yeryüzü tüm insanlığındır. Kahve Brezilya'da yetişir, onlardan çok biz kullanırız. Şimdi bugün geliştirilen sistem vardır, etiket sistemi. Laboratuvarlar maddeleri tahlil eder, içinde ne varsa hepsinin yüzdeleri yazılır. Ölçülemiyorsa eser miktarı ile gösterilir. Üretim semtlerde yapılır. Çuvallara konur. İlçeye gönderilir. İlçede çuvallardakiler tahlil edilir, tahlil etiketleri yapıştırılır. Sahiplerine belge verilir, sahipleri belgeleri tüccarlara satarlar. Tüccarlar da fabrikalara satar. Böylece üretilenler "standart gıda mamulü" hâline getirilir.
Bir yerde üretilen besin dünyanın her tarafına ulaştırılır, insanlar onu yerler. Üretilen ürünün üzerinde adı olduğu gibi üretenin de adı vardır. Kişinin mezhebi de yazılıdır. Böylece biz Ehl-i Kitap mezheplerinin yiyeceğini de yiyebiliriz.
İşte, hayvanın üzerinde Allah'ın isminin anılması da hangi firmanın ürettiği ve kimin kontrol ettiği de yazılı olacaktır demektir.
"Elleziyne üytû el-kitabe / Kendilerine kitap ita edilenler." (Maide 5)
"El-Kitab" burada marifedir. Kitap, yazılı yasa demektir.
Kur'an gibi ilahi kitaplar Hazreti Nuh peygamberden sonra inzal olunmuştur. Kur'an'dan önce kitap verilenler söz konusudur. Bugün yeryüzünde dört büyük din vardır. Bunlar kendilerine kitap verilenlerdir yani Allah bunlara kitap göndermiştir. Bunlar Hıristiyanlar, Müslümanlar, Hindular ve Budistlerdir. Uzun yılların etkisiyle bunlar yani bu kitaplar değişmiş ve bozulmuştur. Kur'an ise kitap olarak bugün bütün gücüyle yerindedir. Ayrıca müsbet ilimler o kadar çok gelişmiştir ki, artık bâtıl inançlara yer yoktur.
Dünyadaki bütün dinlerde bir de gevşeme olmuştur, yani hiçbir din mensubu taassupla kendi dinine bağlanmamaktadır. Bunun sonucu olarak gelecekte ortaya çıkan yeni yorumlarla tüm dünya dinleri Hak dine doğru adımlar atacaklardır.
"Ehl-i Kitap" ile "kendilerine kitap verilenler" farklıdır. Ehl-i Kitap; kanunları olan her topluluk ehl-i kitaptır. Bugün ehl-i kitap yani kanunları olmayan topluluk kalmamıştır. Kendilerine kitap verilenler ise ilahi kitapları olan topluluklardır. Bugün yer altında kazılar yapılmakta, orada bulunan taş parçalarına mana aranmaktadır. Oysa bugün yeryüzünde ilahi dinlere ait pek çok yazılı eserler vardır. Bir ilâhiyat enstitüsü kurulmalıdır; kurulacaktır. Bu enstitüde iş bölümü yapılacak ve bu kitaplar ayrı ayrı incelenecektir. Sonra hepsi Kur'an'la ve müsbet ilimle karşılaştırılacak ve ona göre ilişkiler bulunacaktır.

27