Kur'an'a göre yeni düzen ve yeni medeniyet - 1

Adil Düzen Çalışanları olarak bizler, günlük-haftalık-dönemlik-ömürlük "Kur'an ve İlim" çalışmalarımızla, medeniyet kurucusu peygamberlerin vârisleri olmaya çalışıyor ve çağımızın 'Sosyal Tufan' seviyesindeki sorunlarına çözümler üretiyoruz…

Nitekim son günlerde, "'Adil Düzen uygulanabilir mi' sorusuna cevap-18" başlıklı tam 18 yazımızda genel olarak bütün muhataplarımıza ve özellikle de "Türkiye Cumhuriyeti Hükümet Başkanı ve Bakanların Dikkatine!" diyerek yetkili yöneticilere seslendik…

Son olarak da "Kur'an ve ilim haftalık seminerlerimiz devam ediyor" başlıklı 3 makalemde özetlediğim "Kur'an ve İlim" merkezli çalışmalarımız devam ediyor...

"Kur'an ve İlim" haftalık seminerlerimizde yıllar önce yazdığımız 2 ciltlik Maide Suresi tefsirlerimizi her akşam bir grup çalışma arkadaşımızla, akşam-yatsı arası 40 dakikalık okumalarla yeniden değerlendirmeye başladık, elhamdülillah.

İşte özellikle bu çalışmamızdan, başlıktaki "Kur'an'a göre yeni düzen ve yeni medeniyet" konu içerikli bölümleri güncelleyerek sunmuş olacağım, inşallah…

***

Maide Suresi ilk ayeti, "Ey iman edenler" diye başlar. Müminlere hitap eder. Medenî yani Medine döneminde nazil olan suredir. İslâm düzeninin, barış düzeninin nasıl geleceğini anlatır. Kur'an'daki ilk sureler ikiye ayrılır. 1-Devlet aşaması öncesinde yapılacaklar. a) En'âm Suresi davetin şeklini anlatır. b) Âraf Suresi katılanların dayanışmasını anlatır. 2-Devlet aşaması sonrasını anlatır. a) Enfal Suresi savaş durumundan bahseder. b) Tevbe Suresi savaş sonrası cihattan bahseder. Maide Suresi ilk sekizli grup içindedir.

Maide Suresi'nin Kur'an'daki yerini daha net görüyoruz; Maide Suresi siyasi organizasyondan bahsetmektedir. Yani nasıl teşkilatlanacağız Konusu anayasadır.

Bakara Suresi'nde uzun uzun anlatılan hususa burada işaret ederek ayetlere geçelim.

İnsanlık Hazreti Nuh'tan önce şeriatla değil kişi yönetimleriyle yönetildi, bir kabile seviyesinde yönetildi. Bin hane civarındaki halk kendilerini tanıyan başkanın takdirleri ile yönetiliyordu. Mezopotamya'da sulama barajları yapıldı, tarımda çok yüksek verim elde edildi, halk oralara göç etmeye başladı, kentler oluştu. Artık "kabile başkanlarının yönetimi" yerine "kurallarla yaşama" zorunluluğu doğdu. Bu döneme "şeriat/hukuk dönemi" diyoruz.

Başlangıçta şeriatı peygamberler ve krallar kendileri koyuyordu.

Şeriat (yani tarım dönemi hukuku) Allah'ın kitabı olarak Tevrat'la gelmeye başladı. Devleti kurma ve insanlığa uygarlığı getirme görevi o zamanki peygamberlere verildi.

Kur'an'dan sonra bu görev bir ulusa, bir hanedana değil de asker olmak isteyen gönüllülere verildi. Kur'an