Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…
"Etmemtü ayeyküm ni'metî / Üzerinize nimetimi tamamladım." (Maide 3)
Yukarıda "din"den yani "düzen"den bahsederken "leküm" demiş, burada "nimet"ten bahsederken "aleyküm/üzerinize" diye bahsetmiştir. Halbuki "din/düzen" aleyhimizedir, orada "aleyküm" denmesi gerekirdi; "nimet" ise lehimizedir, burada "leküm" denmesi gerekir. Oysa tersi yapılmıştır. Neden böyle yapılmıştır
Çünkü bizim lehimizde zannettiğimiz aleyhimizdedir, aleyhimizde dediğimiz ise lehimizdedir. Düzen bizi kurallar içinde hapsetmektedir, zahiren aleyhimizdedir. Oysa düzen içinde hareket ettiğimiz için birlik meydana gelmiştir. Kurallara uyduğumuz için bugünkü medeniyete/uygarlığa ulaşmış bulunuyoruz. Bu sayede ben cep telefonumla Amerika'daki yakınımla görüşebiliyorum. Ben o sayede hürriyetime kavuşuyorum. Kurallara uyduğum için bu hürriyetimi kullanabiliyorum. Kurallara uyma 1 (bir) ise onun bana getirdiği hürriyet ise 10 (on)dur. Yani din/düzen nimetleri doğurmuştur.
"Nimetlere" gelinirse; ilk bakışta nimetler bizim yararımızadır. Ama nimetleri paylaşmadaki zorluk ve kazançtaki yarışma bizim aleyhimizedir. Nimetleri düzenimiz ve güvenimiz için harcama durumunda oluruz. Çünkü varlık düşmanları çoğaltır, böcekleri ve fareleri harekete geçirir. Ne kadar çok varlığa sahipsek o kadar zorluğumuz artar.
Demek ki nimet külfetle, külfet nimetle doğmakta, bunlar birbirinin ardından gelmekte ve birbirlerini tamamlamaktadır. Bu sebeple dinde "Li" nimette "Alâ" kullanılmıştır.
Kur'an gelinceye kadar uygarlıklar düzgün olarak gelişmemekte idi. Oysa Kur'an öyle düzen getirmiştir ki, bundan sonra doğunun Hak medeniyetleri ile Batı'nın kuvvet medeniyetleri peş peşe geleceklerdir. Doğunun Hak medeniyeti lehimizde olmakla beraber içinde genetik olarak aleyhte virüsleri de taşımaktadır, Batı'nın kuvvet medeniyeti aleyhimizde ise de içinde lehimize olan virüsleri de taşımaktadır.
Kur'an öyle bir düzen getirmiştir ki, ondan yararlanacak kuvvet medeniyetleri de insanlığın lehine olacaklardır. Nitekim Avrupa medeniyeti insanlığın sosyal olarak evrimleştirilmesinde çok büyük adımlar atmıştır. Bugünkü uygarlığın nimetlerini Allah onlar sayesinde bize ikram etmiştir.
"Ve radiytü leküm / Ve size razı oldum." (Maide 3)