Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…
Bucak başkanı ilmî şûra tarafından seçilir. İstişareyi yapacak olan meclis budur. Bucak başkanı şûra üyeleri yani âlimlerle istişare yapar. O haftanın istişare konularını ortaya koyar, görüşmeyi gelecek haftaya bırakır. Şûra üyeleri olan bucak âlimleri hafta içinde kendilerine tâbi olanlarla görüşür ve gerekli görüşleri elde ederler. Hafta gelince başkan bunları sıra ile dinler, gerekirse birkaç defa sıraları yeniler. Böylece başkan bütün halkı ile istiare etmiş olur, Kur'an'daki yani "Ve şavir-hüm"daki "Hum" emrine uymuş olur.
Başkan istişarelerini tamamlamakla kararını beyan eder. Bu karar o hafta yürürlüğe girmez. Bir hafta bekler. Hafta içinde karara itiraz eden şûra üyeleri olabilir. Bu itiraz yetkisi yalnız ilmî şûraların değildir; diğer meslekî, siyasî ve dinî/ahlâkî şûra üyelerinin de hakemlere gitme yetkisi vardır. Hafta içinde hakemlere giden olursa o hafta sonu yapılacak muhakeme sonunda hakemler bucak başkanının kararını iptal edebilirler. İptal etmezlerse karar kesinleşir. İtiraz eden olmazsa o hafta, itiraz eden olursa öbür hafta kesinleşir. Başkan cuma günü hutbede kararını ilan eder. İşte o saatten sonra karar yürürlüğe girer.
Buradaki "Kul/söyle" emri başkanadır. Cuma günü başkanın hutbede ilan etmesi demektir. Yaşayan başkan bunu yapacaktır.
İslam'da yani İslam düzeninde mezhepler vardır.
İslam tarihinde üç mezhep revaç bulmuştur.
1. Bunlardan biri olarak zahiri mezhepler vardır. Bunlar sadece Kur'an ve hadisteki ifadeleri esas alırlar, içtihadı kabul etmezler. Nass ne diyorsa o bizim kabulümüzdür derler. Bunlar iki kola ayrılır. İbahiyeciler nassta bulunmayan her şeyi helal kabul ederler, diğerleri ise nassta bulunanları haram diğerlerini helal kabul ederler. Bu mezhepler yaşamamış, kısa zamanda inkıraz etmişlerdir.
2. Diğer mezhepler ise batıni mezheplerdir. Bunlara göre de Kur'an'ı okuduğunuz zaman bizim aklımıza ne gelirse o hüküm ona göredir. İlham yeterlidir. Ayrıca usul ve kurala göre istidlal gerekmez. Tarikat ehli böyledir. Bunlar da iki gruba ayrılır. Rabıta vardır. İlhamın şeriat olması için Hazreti Peygamber'den beri gelen şeyhlerden el almış olmak gerekir. Beytiler vardır. Bunlara göre kişinin ehli beytten gelmesi gerekir kanaatindedirler.
3. Üçüncü mezhepte olanlar ise içtihat mezhebindedirler. Bunlara göre usule dayanarak nasslardan içtihatlar istinbat edilmektedir. Helal ve haramlar ne yalnız nassla tespit edilir ne de ilhamla tespit edilir; kurallara göre nasslara dayanarak içtihatlarla tespit edilir.
İcma ilim ve amelde, kıyas ise amelde kesin delildir.