Kur'an ve ilim haftalık seminerlerimiz devam ediyor

"Kur'an ve İlim" haftalık seminerlerimiz 1999 yılından beri devam ediyor; nitekim bu yazının yazılmakta olduğu bugün 1293'üncü seminerimizi yapmış olacağız… "Kur'an Mucizeleri" kitabımızın matbaaya verildiğini daha önce yazmıştım; 664 sayfalık 250 Kur'an mucizesini anlattığımız kitabımız bu ay sonunda elimizde olacak… "Kur'an ve İlim Seminerleri" olarak yıllar önce yaklaşık bin sayfadan oluşan Maide Suresi tefsirlerimizi her akşam bir grup çalışma arkadaşımızla, akşam-yatsı arası 40 dakikalık okumalarla, yeniden okumaya başladık ve çok istifade eder olduk… Önceki okumamızdan çok kısa bir bölüm…

Bugün ülkemizde kısas kalktığı için herkes kendisini savunmaya girişmekte…

Öldürmelerde uygulanacak hükümler: 1) Sebep olma sonucu öldürmedir. Cezası sadece diyettir. Kefaret gerekmez. 2) Hataen bir kimse başka birini öldürürse hafif diyet ödenir. Diyeti de âkilesi öder. Ayrıca kefaret gerekir. 3) Şibh-i amd ile öldürme. Dövme kastıyla hareket ettiğin halde adam ölse şibh-i amddir. Ağır diyet ödenir. Kısas yapılmaz. Diyeti kendisi öder. Ödeyemezse zorunlu çalışma sitesinde çalışır. 4) Amden öldürmedir. Bu takdirde kısas uygulanır. Affedilirse ağır diyet öder. 5) Diyetli kısastır. Hem diyet verilir hem de kısas yapılır. Müştereken katillerde böyledir. Mağdurun seçtiği katil katledilir. Diğerlerinin her biri ayrı ayrı ağır diyet öder. Tetikçi katledilir, para verenler ayrı ayrı ağır diyet öderler. Bunun dışında: Tehdit edilen öldürülür de katil bulunmazsa tehdit eden hafif diyet öder. Çatışan kimselerden biri ölürse diğerine diyet öder, ikisi ölürse iki taraf vârislere diyet öder. Polis savunma yapabilir, karşı saldırıda bulunursa hafif diyet öder.

Bu ayetten öğrendiğimiz şudur: Bize saldırana karşı korunma ve savunmaya geçeriz. Ama karşı saldırıda bulunmayız. Olay tamamlandıktan sonra kişiye ceza veririz. Karşı saldırıda bulunur da kişi ölürse diyetini öderiz. İşte, "diyetini öderiz" cümlesine bu âyet delildir. Çünkü savunma amacıyla da ölse bizim onu öldürme yetkimiz yoktur. Her ikisi de ölmüşse kıyas yoluyla her ikisine diyet öderiz. Neden Çünkü diyeti ödeyecek olanlar âkiledir (dayanışmadır), diyeti alacak olan vârisleridir. Hata diyeti ödenmelidir.

İnsanların özellikleri: 1) Canlılar ya topluluğun üyesi olurlar ya da ayrı ayrı yaşarlar. Oysa insanların bir taraftan topluluğu olur, diğer taraftan da kişiliklerini korurlar. Topluluğun üyesi olarak uygarlaşırlar. Kişiliklerini koruyarak topluluğu evrimleştirirler. Hiçbir şey kendi kendisini evrimleştiremez. 2) Evrimleri nesilden nesile aktarmak için eğitim müesseseleri oluşmuştur. Aile temel eğitim müessesesidir. İnsanın ömrü 100 yıldır. İlk üçte biri öğrenmekle geçer. İkinci üçte biri ise uygarlaşma ile geçer. Son üçte birinde torunlarını yetiştirir. 3) Gelişmek zorunda olan insan yarış içindedir. Kim yenilik yaparsa o ileri gider, diğer topluluklar çöküp giderler. Yarış içinde olmak insanları evrimleştirir. 4) İnsan en güçlü varlıktır. Çalışarak tüm varlıkların üstüne çıkar. Doğadaki besin zinciri ayıklama kanunları insanlarda geçersizdir. Onun için insanlarda ayıklama savaşlarla, çatışmalarla olmaktadır. İnsan dışında hiçbir canlı kendi türü ile çatışmaz, savaşmaz. Besin olarak da birbirlerini yemezler. 5) Uygarlaşmak için birlikte üretip ayrı ayrı tüketmek gerekir. Çünkü ancak bu suretle kişilik korunarak birlik sağlanır. İnsandan başka bu şekilde yaşayan bir canlı yoktur. 6) Birlikte üretip ayrı ayrı tüketebilmek için insan çalışır ve alacaklı olur, topluluk borçlu olur. Sonra başkalarının ürettiklerinden satın alır ve borcunu kapatır. İşte bu özellik, borçlu ve alacaklı olabilme özelliği insana hastır. 7) Borçlu ve alacaklı olabilme demek, sözleşme yapma, anlaşma yapma demektir. Borçlanma sözleşme müessesesi ile olur. İnsandan başka sözleşme yapan varlık yoktur. 8) İnsanlar kendi koydukları kurallar içinde yaşarlar. Kurallarını değiştirebilirler yahut değişik topluluklara katılabilirler. Başka bir canlıda böyle bir şey söz konusu değildir. 9) İnsan kendi kurduğu topluluk içinde yaşar. Oysa diğer canlılar topluluk içinde doğarlar ve topluluklarını değiştiremezler. 10) İnsanlar iç içe topluluk kurarlar. Bu sayede tüm yeryüzü tek topluluk olur. Oysa diğer canlılarda böyle iç içe topluluk yoktur. Bu durum evrimleşmenin kuralıdır; değişmek ve büyümek. İşte, insan bu özellikleri taşıyan bir varlıktır. Bunlar tedrici bir şekilde elde edilmez, irsen buna sahip olmak gerekir.