"İlim İlim Bilmektir, İlim Kendin Bilmektir" 5

MÜRSELÂT - MULKIYÂT meselesini müzakere etmeye devam ediyoruz "Mulkıyât" ilka edenler, ulaştıranlar anlamındadır. "LQV" kökü yanak anlamındadır. Araplar yüze inen felce "LaQVat" diyorlar, sonra kavuşma anlamında fiilleşmiştir. Yolun ortasına "LaQAvt" denmektedir, buluşma yeri anlamındadır. "İlka etmek" yerine koymak, yerleştirmek anlamındadır. Haber salanların karşısında haberin anlamını yerine yerleştirenler zikredilmiştir. İlka edenler de salınanlar gibi dört tanedir. Aynı siga ve eşleştirme yapılmıştır. Âm olanlar, hâs olanlar ve gerek âm gerek hâs olsun kat'i ve zannî olanlar. Bunların her birine karşılık bularak eşleştirmemiz gerekmektedir, böylece bilgimiz bir sınıflama içine girecektir. Âlemin dört mürseli vardır, bunları daha önce görmüş ve yazmıştık; Mekân, Zaman, Madde ve Enerji. "Âlem"in karşıtı "Âlim" yani bilen insandır. Âlimin de dört mülkisinin olması gerekmektedir yani insan onlarla âlemle ilişki kurabilmelidir. Bu dört meleke de; Fikir, His, Fiil ve Kavil'dir. Mekâna karşılık Fikir, Zamana karşılık His, Maddeye karşılık Amel ve Enerjiye karşılık Kavil gelmektedir. pushfn('ads'); İnsan, fikirler ile mekânı böler, parçalara ayırır ve onlara ayrı ayrı adlar verir, sonra onlar arasında ilgiler kurarak düşünmeye başlar. Türkiye bir bütündür, biz onu kısımlara ayırıp ayrı adlar verirsek onlar ayrı iller, ayrı kentler olmaktadır. Zamanın hisler ile ilgisi ise biz duyguları zaman gibi geçici olarak alırız, duyguları hafızaya alıp sonra aynı duyguları yaşayamayız. Zamanda olduğu gibi hislerde de geri dönmek mümkün değildir. Zaten biz zamanı hislerle algılarız, mekânda olduğu gibi metre ile ölçemeyiz. Âlimdeki maddenin yerini insandaki fiiller alır. Çünkü biz fiillerimizle maddeye etki eder, onun yerini değiştirebilir ve istediğimiz şekli veririz. Maddeyi kullanarak onunla iş yaparız. Enerjiyi doğrudan alamayız ancak besin olarak alırız ve onunla fiil yaparız. Konuşmamız yani sözlerimiz ise enerjiye tekabül etmektedir, birbirimize sözlerle iş yaptırırız. Tabiata da ancak birleşirsek hükmedebiliriz. Dünyayı emrimize alabilmemiz için önce insanlarla birleşmemiz gerekmektedir. Bu da kavil yani sözler ile olmaktadır. Beşeriyet olarak birlikte oluşturduğumuz teknikle yeryüzüne hükümran olduk, çağımızda göklere de uzanıyoruz. pushfn('ads'); İnsanda ise Bedene karşılık Ruh vardır. Beden Âleme, Ruh Âlime karşılık gelmektedir. Bedenin dört özelliği mevcut idi; Hafıza, Duyu, Hareket ve Konuşma. Hafıza Mekânın, Duyu Zamanın, Hareket Maddenin ve Konuşma Enerjinin karşısındadır. Ruhta bunlara karşılık bulmamız gerekmektedir. Hafızanın karşılığı Bilinçtir. Hafıza bilinç tarafından çağrıldığında bir işe yaramaktadır, yoksa beyinde bir yığından başka bir şey olmaz. Hafıza dış âlemin haritasıdır. Bilinç de o haritayı okuyan kimsedir. Haritayı okuyan olmazsa o harita