"Hizmetkâr Devlet" ve Vali Recep Yazıcıoğlu 3

Önceki yazı ile birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim Sistemin, düzenin, nizamın işleyişine sık sık ağır eleştiriler getiren efsane Vali Recep Yazıcıoğlu, halkın sistemin içerisinde olmadığını, bundan dolayı bürokrasinin hantallaştığını ve bu yüzden yerinden yönetim sisteminin uygulanması gerektiğini dile getirmiştir. Son günlerde sosyal medyada paylaşım rekorları kıran ve köşe yazılarına konu olan sözleri ise çoğulculuk ve eğitime bakışını net bir biçimde ortaya koymaktadır: "Kültür olarak siyah-beyaz bir yaklaşım içindeyiz. Siyah-beyaz, dost-düşman. İç düşmanlar-dış düşmanlar... Yahu ne oluyor kardeşim ya Nasıl olur Bir vatandaş nasıl 'düşman' olur Düşman olduğuna kim karar verecek be kardeşim 'Dost-düşman' askerî terminolojidir. Sivil hayatta 'dost-düşman' terminolojisi kullanılır mı ya! Bu askerî terminolojidir. Ondan sonra zenciler-beyazlar... 'Falan okulu bitirenler vatan hainidir', 'feşmekân okulu bitirenler vatanseverdir'... Memleket hain dolu. O zaman hainler çıkıyor piyasaya. Bir zamanlar zenciler vardı, solcular biliyorsunuz bir zamanlar zenci idi. Şimdi zenci, irticacılar oldu. Yani her zaman bir zenci buluyoruz biz. Demek ki zencilere şiddetle ihtiyacımız var. Yani berikiler-ötekiler. Şimdi bütün bunlar bizim seçkinci anlayışın, dayatmacı anlayışın, tekelci anlayışın, toplum mühendisliğinin yanlış kavramları, vurguları... Kamplaşmalar, kemikleşmeler... Kafamız kalıplarla dolu, dogmalarla dolu. Herkesin kendi doğrusu var. Herkes kendine tapıyor. Farklılıkları zenginlik kabul etmiyoruz. Ve devlet, sistem; ideoloji üretiyor. İdeoloji üreten sistemler demokratik sistemler değil, faşist sistemlerdir. Devletin görevi ideoloji üretmek değildir. İdeoloji, kişilerin, grupların, sivil toplumun tercihidir. Devlet hakemdir, devlet teknik devlettir. Devlet hizmet üretir." ('HİZMETKÂR DEVLET' ANLAYIŞI) pushfn('ads'); Vali Recep Yazıcıoğlu, çift görme rahatsızlığı yaşıyor, bunun için doktora, Ankara'ya da gidiyordu. Ankara'ya giderken tek başına ve makam aracıyla değil, Ziraat Odası başkanı ile gitmeyi tercih etmişti. Ziraat Odası Başkanı, "Valime Mercedes yakışır." diyerek bir Mercedes arabayla yola koyuldular. Bu yol sırasında varlıklı bir kişi olan Ziraat Odası başkanını Vali, yeni bir okul yapımı için ikna edecekti. Ortadaki büyük sorun ise Ziraat Odası başkanının usta bir şoför yerine çaycısını şoför yapmasıydı. Ankara yakınlarında Vali'nin arabası istinat duvarına çarparak kaza yapar. Ziraat Odası başkanı olay yerinde hayatını kaybeder, Vali ise ağır yaralanır. Vali, 6 gün komada kaldıktan sonra hayatını kaybeder. Ama bu şüpheli ölümün arkasında başka kişilerin olabileceği ağırlık kazanmıştır. 9 Ocak 2009'da gösterime giren "Vali" filminde ise Vali Recep Yazıcıoğlu'nun Denizli'deki uranyum rezervlerini Amerikan firmasının kullanımına açmadığı için suikasta kurban gittiği