Ebû Hanife'nin Siyasal Fıkhı ve Günümüzde Siyaset-2

Ebu Hanife, gerek Emevi ve gerek Abbasi halifeleri tarafından kendisine teklif edilen kadıyu'l-kudatlıkbaş kadılık (en yüksek yargı organı başkanlığı) mevkiini, Emevi ve Abbasi yönetimlerini meşru görmediği, zulümlerine ve keyfi yönetimlerine kendisi aracılığı ile kılıf aradıkları ve Arap ırkçılığı yaptıkları gerekçesiyle reddetmiştir. Kendi dönemindeki Emevi ve Abbasi halifelerinin zulme sapan, adaletsiz ve keyfi yönetimlerine karşı muhalefet edenleri, modern siyasal teorinin kavramı ile ifade edecek olursak bir tür, 'sivil itaatsizlik' eylemi ile ilmi ve malı ile desteklemiştir. Ebû Hanife'nin muhalif kimliği ve adalet merkezli siyasal fıkhının en önemli dinamikleri, adalet, şura ve rıza merkezli bir yönetim anlayışı, zulme rıza göstermeyen muhalif ve hakperest duruşu ve hayatı pahasına da olsa doğruyu ve hakikati dile getirmekten korkmayan tavizsiz tutumudur. pushfn('ads'); Bu tutumu gereği, iktidar sahiplerinin Ebû Hanife'nin muhalefetini susturmak ve meşruiyetlerini sağlamak adına sunmuş oldukları her türlü imkân, para, makam, mevki, şöhret, zenginlik ve itibar tekliflerini, hakikati savunma ve ayakta tutma ideali uğruna reddetmiştir. Ebû Hanife'nin Emevi ve Abbasi halifeleri tarafından sunulan görevleri kabul etmemesindeki temel faktör, hukuku siyasetten bağımsız görmemesi, saraya eklemli bir âlim portresinden ve hukuk ile kayıtlı olmayan saltanat düzenine alet olmaktan kaçınmak istemesidir. Emeviler döneminin meşhur Irak valisi İbn Hübeyre Ebû Hanife'ye defalarca kadılık teklifi sunmuş, fakat Ebû Hanife reddetmiştir. İbn Hübeyre tarafından yapılan teklif şuydu: "Üzerine imza koymadığın hiçbir kanun yürürlüğe konmayacak, sen izin vermeden devlet hazinesinden kuruş çıkmayacak." Bu, en yüksek yargı ve yürütme gücünün onun eline verilmesi demekti. İmam şiddetle reddetti. Vali Ebû Hanife'yi zindana atarak işkence etmeye başladı. Onu her gün kırbaçlatıyordu. Dönemin diğer fakihleri, "Kendine yazık etme; biz nasıl istemeyerek kabul etmişsek sen de öyle yap!" dedilerse de Ebu Hanife bu teklifi şu kesin sözlerle reddetmiştir: pushfn('ads'); "Eğer vali benden Vasıt Mescidi'nin kapılarını saymak gibi sıradan bir iş istesin, yine kabul etmem. O, bir insanın zulmen katline hükmedecek, ben mühür basacağım ha Yahut haksız yollarla malları gasp edecek, ben onaylayacağım öyle mi Vallahi, Allah şahidim olsun ki, bu mümkün değil." Bu, onun zalim olarak nitelendirdiği bir iktidarla asla beraber çalışmak istemediğinin ifadesi idi. Allah katında bundan sorumlu olacağını düşünüyordu.