Türkiye Cumhuriyeti Hükümet Başkanı ve Bakanların Dikkatine!
Bu yazılar aynı zamanda yüz yıllık Türkiye cumhuriyet tarihinin en başarılı hükümeti 54. Hükümet Başbakanı Necmettin Erbakan'ın ifadesiyle, 'Bu uygulamalar Adil Düzen'in kokusu mesabesindedir' dediği, mesela 'Denk Bütçe' ve 'Havuz Sistemi' uygulamalarını hatırlatmak ve Adil Düzen'in aslını uygulamanız için yazılmaktadır…
Hayrettin Karaman 3 ciltlik "Hayatım ve Hatıralar" kitabında "Erbakan'ı Adil Düzen'den vazgeçirme raporlarını" da yazmış, Süleyman Karagülle Hocam ile 2009 yılında tamamına KİTAP seviyesinde cevaplar yazmıştık; iddialara cevaplarımızla devam …
IV- Adil Düzen'de Bir Ara Model Olarak İktisadi Siyaset Arayışı (Teklifler)
A- Genel Prensipler
1- Adil Düzen'in iktisadi görüşü, diğer sistemlerden tamamen bağımsızdır. Fakat Adil Düzen bir bütünlük arz ettiğinden, iktisadi yönü, diğer yönlerine bağımlıdır. Hepsi bir bütün teşkil eder.
Cevap: 1- Biz işte bu sebeple diyoruz ki; "Adil Düzen" ilmî, dinî, iktisadî ve siyasî bölümleriyle ele alınıp incelenmelidir.
2- Adil Düzen'de iktisadi hayat toplumun kültürel ve manevi temellerine dayalı sosyal yapısı üzerinde yükselen maddi tezahürlerdir. Bu maddi tezahürleri yönlendiren de insandır.
Cevap: 2- "Adil Düzen"de din manevi temellere dayanır. İktisat ise çıkar paralelliğine dayanır ve serbest ekonomi sistemidir. Manevi temellere dayanmaz. Adli temellere dayanır.
3- Bu sebeple Adil İktisadi Düzen'in temeli adil insandır. Adil Düzen'e, adil, sağlam ve dürüst insanlar yetiştirilerek ulaşılır. İnsan iktisadi hayatın hem mebdei hem de gayesidir. Adil Düzen'in insanı, materyalist düzenlerin ruhsuz iktisadi adam modeli değildir.
Cevap: 3- "Adil Düzen"de iktisadi sistem kişinin kararlarına dayanır. Kazanç esastır. Ne var ki, kişi kendi çıkarlarını başkalarının çıkarları ve topluluğun çıkarları ile paralelleştirmelidir. Hakemlerden oluşan yargı bu dengeyi sağlar.
4- Bu sebeple iktisadi hayatta insan, mevkiine, mesleğine ve sosyal statüsüne bakılmaksızın eşrefül mahlukat olarak ele alınır.
Cevap: 4- "Adil Düzen"de insanlar doğarken eşit doğarlar. Fırsat eşitliği esastır. Hayatta ise yaratılıştan gelen kabiliyet ve kendilerinin çalışmalarıyla iktisap ettikleri ile farklılaşırlar. Ne doğuştan farklılık vardır ne de sonradan eşitlik vardır.