THY'nin 225 uçaklık siparişi: Büyük rüya, ağır yük

Türk Hava Yolları'nın 225 uçaklık dev siparişi, ilk bakışta "küresel vizyon"un işareti gibi sunuluyor. Ancak madalyonun öteki yüzüne baktığımızda, bu hamlenin ağır ekonomik ve stratejik riskler taşıdığını görmek zor değil.

Liste fiyatı 100 milyar doları aşan, indirimlerle bile 50-60 milyar dolara mal olacak bu anlaşma, THY'nin bugünkü bilançosu için son derece yüksek bir yük. Bu ölçekte bir yatırım, Türkiye'nin zaten kırılgan olan dış borç tablosunu daha da ağırlaştıracak. Çünkü bu uçakların önemli kısmı ABD Exim Bank kredileriyle finanse edilecek. Yani Türkiye, ekonomik olarak sadece daha fazla borçlanmayacak, aynı zamanda ABD'nin siyasi ve ticari baskısına karşı daha da bağımlı hale gelecek.

Bir başka risk de finansman maliyetleri. ABD'de faizler hâlâ yüksek seyrediyor. Bu, uzun vadede THY'nin borç-servis maliyetini artıracak. Dahası, olası bir küresel kriz ya da bölgesel çatışma, bu devasa borç yükünü taşınamaz hale getirebilir. Pandemi döneminde gökyüzünde yüzlerce uçağın park halinde beklediğini unutmadık. Bu kadar büyük filo yükü, benzer bir senaryoda THY için felaket olabilir.

Kur riski kısmen doğal hedge ile dengeleniyor olsa da, THY'nin gelirlerinin önemli bölümü dolar ve euro cinsinden. Ancak içerideki maliyetler - personel giderleri, yer hizmetleri, bakım ve operasyonel harcamalar - TL üzerinden. Bu durum, döviz kurlarındaki her dalgalanmada baskıyı artıracak.