Aslında bu bir yerel seçim! Bu seçimde vatandaş sadece şehrini ve ilçesini yönetecek yerel yöneticileri seçer.

Hele ekonomi için hiç önemi yoktur yerel seçimlerin.

Bu kez öyle değil! Belki de Türk siyasi yaşamının en önemli yerel seçimi.

Tabii ki bu yerel seçim her ne kadar Türkiye genelinde yapılıyorsa da İstanbul ön plana çıkıyor.

İstanbul'u ön plana çıkartan ise AKP'nin kader seçimi olması. Son 3 yılda iflasın eşiğine gelen Türkiye, bu seçimle AKP'nin ve dolaysıyla Erdoğan'ın siyasi kaderini de belirleyecek.

Ortada iki senaryo var ve ikisi de İstanbul seçimi ile alakalı. Dolayısıyla ekonominin kaderini belirleyecek.

İlk senaryo AKP'nin topyekûn arkasında durduğu Murat Kurum'un seçilmesi. Farkındaysanız AKP ne Ankara ne de İzmir diyor. Varsa yoksa İstanbul! Çünkü İstanbul'u alması "her şeye rağmen" AKP politikalarına destek anlamına geliyor.

Bu da, daha acımasız ekonomik tedbirlerin alınmasına, acı reçetenin zengine değil de 75 milyon dar gelirliye uygulanmasına neden olacak.

Nitekim yapılan bir araştırmada Türkiye'de yüzde 1'lik kesim servetin yüzde 40'ını alıyor. Yani seçimden güçlü çıkan bir AKP'nin, zenginin daha çok zengin olacağı, emekli ve çalışanın daha fakir olacağı reçeteyi uygulamaya devam edeceği anlamına geliyor.

Peki İstanbul'u kaybederse

AKP'nin İstanbul'u kaybetmesi yetmiyor, aynı zamanda Belediye Meclis üyelerinin çoğunluğunu da kaybetmeleri gerekiyor.

Son seçimde Ekrem İmamoğlu'na topal ördek muamelesi yaptılar. Meclis çoğunluğunun AKP'nin elinde olmasının rahatlığını yaşadılar.