Trabzonspor iç sahada hesapta olmayan Sivas mağlubiyetinin yaralarını, düşme potasından biraz daha yukarı çıksa bile halen matematiksel olarak alt sıradaki takımlarla bağını kurtaramayan Kayserispor'a karşı alarak sararken; lig üçüncülüğü için de önemli bir 3 puanı hanesine yazdırdı. Bordo-mavililer ilk devrede golü bulmasına rağmen oyun istenilen seviyede ve kalitede değildi. Ama saha içinde geçen haftaya göre daha iyi mücadele eden istekli bir takım görüntüsü vardı. Trabzonspor, Meunier geldikten sonraki ataklarda aşırı yüklenmeyi rakibine hissettirip, bu oyun baskısıyla Visca'nın da oyun anlamında aynı dili konuşup saha içinde netice aldığı koridordan planladığı golü buldu. Özellikle daha önceki maçlardaki gibi Meunier'in iç koridorda topla buluşup, Visca'nın çizgide dışta olup yaptıkları olumlu iş birlikçi yapı; atılan golden çok hazırlanış ve organizasyon açısından daha önemliydi. İkinci yarı zaman zaman bordomavililer geriye yaslansa da, rakibe pozisyon verse de, bu oyunda mutlaka ikinci golü bulmalıydılar. Nitekim bunu da bulup, hafta içi Karagümrük ile oynayacakları Türkiye Kupası yarı final maçı öncesi moral kazandılar.

Burak Yılmazlı Kayserispor'un, ne hücum ne savunmada hiçbir oyun prensibi olmadığı gibi, Trabzonspor'un en güçlü bölgesi olan sağ tarafına hiçbir önlem almamasını anlamak mümkün değil. Dersini doğru çalışmamış, saha içi görüntüsü kötü ve dağınık olan Kayserispor; Uğurcan'ın yaptığı ciddiyetsizlik ve büyük hata sayesinde golü buldu ama bu gol bile onların oynadığı kötü oyuna çare olmadı. Maçı yöneten Çağdaş Altay tam bir fiyaskoydu. Olmayan penaltıyı verdi. VAR hakemi İspanyol Pablo Gonzalez sayesinde doğruyu buldu ancak bu kez Trabzonspor'un Bardhi ile attığı golü; bu kez de VAR'la konuşarak iptal etti. Doğru verdiği kararın bile arkasında duramadı. Saha içindeki vücut dili, bordo-mavili oyunculara gösterdiği gereksiz kartlar ve pozisyon değerlendirmeleri nedeniyle; Trabzonspor dün akşam yalnız Kayserispor'u değil ikinci rakip olarak hakem Çağdaş Altay'ı da yenmiş oldu.