Mucize olurdu

Trabzonspor'un 4 maç seyircisiz oynama cezası aldıktan sonra Sivasspor maçında bu gücünden eksik olarak nasıl bir mücadele içinde olacağı en çok merak edilen konuların başında geliyordu. Bu maç, oyun standardının nasıl oluştuğunu görme açısından referans olarak alınacaktı. Sivasspor topu Trabzonspor'a bırakıp 5-4-1 gibi simetri oluşturduğu savunma ve orta saha hattıyla beraber, derinlemesine yaptığı savunma anlayışıyla bordo-mavilileri set hücumuna itti. Trabzonspor böyle bir savunma organizasyonuna karşı, oyun içinde top ayağında hücum çeşitliliği iyi olmadığı gibi, ilk devre 70 topla oynayıp rakip ceza sahasına içinde 25 kez girmesine rağmen sadece 2 pozisyon üretebildi. Maçın her iki yarısında da oyuncular saha içinde oynadıkları konumlarından farklı bölgelere giderek rotasyon yapabilirler. Ama bu pozisyon değişiklikleri; Sivasspor gibi katı savunma anlayışına karşı yapılan set hücumlarındaki kaliteyi düşürdüğü gibi, mücadeleyi de çok içgüdüsel bir oyuna döndü.


Kimin nerede ne pozisyon aldığı, hangi bölgede hücuma çıktığı ve savunma yaptığı belli olmayan bu anlamsız görüntü; birlikte hücum edememenin en baş sebebiydi. İkinci devrenin başında Trabzonspor yine oyunu genişletip, rakip savunmanın mesafelerini ve metrajlarını açmayla ilgili bir plan içinde olmadığı gibi; buna bir de uzun boylu Sivasspor savunmasına karşı Enis Destan yerine Umut Bozok'u oyuna almak eklenince işler iyice içinden çıkılmaz hale geldi. Ayrıca ikinci yarı yapılan oyuncu değişiklikleri de çok enteresandı. Bordo-mavililerin kenar bekleri Meunier ve Eren'i de oyuna katarak çizgiden top getirmesi gerekirken, burada ters ayaklı oyuncularla oynamak üretkenliği azalttı. Orta sahanın etkinliğinin hiç görünmemesi, savunma arkasına hiç koşu yapılamaması, Fernandez'in oyuna girip Mendy'nin orta sahaya çıkması gibi gibi maçın ilk dakikasından son dakikasına kadar A'dan Z'ye yapılan bu hatalardan sonra da; zaten Trabzonspor'un kazanması mucize olurdu.