Karadeniz derbisi iki hem Rize hem Trabzonspor kazanmak için sahaya çıktı. Bordo mavililer maça iyi başladı ve Augusto ile hemen öne geçtiler. Ardından yine Augusto ile bir topları da direkten döndü.
Herkes Fırtına'nın farka gideceğini düşünmeye başladı. 27'de Sakyi'nin golü ile işler tersine döndü.
Yeni Fırtına gibi güçlü bir şekilde geldi ve gitti. Bordo mavililer o dakikadan sonra benzini bitmiş araba gibi kontağı kapattılar.
Trabzonspor'la ilgili değerlendirme yaparken hep dile getirdim, bu takım oyunun sadece bir bölümünü oynuyor.
Bu yeterli değil. 90 dakika iyi oynamalı, kalıcı olan budur.
Yoksa puan durumuna bakarsan başarılı sayılabilirsin tabii ki. Bu nereden baktığına bağlı. Önemli konu, bu oyunlarla kazanılan maçlar bana göre suni; esas olan (Organik) daha sağlıklı ve tutarlı galibiyetler lazım.
Bordo mavililerin savunmada bu kadar geriye yaslanmalarının sebebi sahanın her yerinde ve her oyuncunun bu şekilde kodlanmış olması.
Top kaybından sonra öne doğru gidip top kazanmak gerekir. Yani ilk adım öne atılır. Ben buradayım dersin hataya zorlarsın, psikolojik üstünlük sağlarsın ama maalesef bunun aksine hep geriye koştular ve Rizespor'u maça ortak ettiler. Rakibi cesaretlendirdiler.
Trabzonspor'un genç oyuncularının ortak özelikleri fiziksel yetesizlikleri.