İsrail'de işler karışık

İsrail'de işler karışık

REFİK TUZCUOĞLU

Ahmet el Şara'yı İbrahim Anlaşması'na ikna eden Trump'ın, Suriye'ye saldıran Netanyahu'ya bir hayli kızgın olduğu söyleniyor.

Trump, "Netanyahu'nun bir çuval inciri berbat ettiğini" ciddi ciddi düşünüyormuş. "Suriye'de işleri tam yoluna koymuşken" dediği anda Dürziler'e göz kırpan ve ardından Şam'ı bombalayan İsrail'in ABD politikalarını tahrip ettiğini düşünüyormuş Trump. Axios'a konuşan Beyaz Saray yetkililerinin açıklamaları bu iddiaları doğrular mahiyette. Son tahlilde ABD'nin yanında duracağından emin olan İsrail bakalım bu ilişkiyi nereye kadar tepe tepe kullanacak.

Netanyahu azınlık hükümetine düştü. Ona yönelik artan tepkiler İsrail içinden de yükseliyor. İsrail muhalefet lideri Yair Lapid: "Güç sarhoşluğu içinde, canımızın istediği yere arkasında hiçbir makul politika olmadan saldırıyoruz. Bu hükümetten kurtulmak için acilen seçime gitmeliyiz" açıklamalarını yapıyor.

Haaretz gazetesi yayınladığı bir ankette, İsrail vatandaşlarının yüzde 40'ının ülkeden çıkmayı düşündüğünü yazdı. Bundan dolayı Netanyahu vatandaşların İsrail dışına çıkışlarını yasaklamış. Fırsat bulan zenginler yatlarla kaçmayı başarıyor. Bu yönüyle İsrail bir hapishaneye dönmüş durumda.

İsrail ordusundaki intihar vakaları da inanılmaz boyutta. Ordu sözcüsü sorulan sorulara cevap vermekten kaçınıyor. Maariv gazetesi sadece bir hafta içinde 3 İsrail askerinin intihar ettiği bilgisine ulaştığını açıkladı.

Görüldüğü gibi bu Ortadoğu vampirinin de durumu pek parlak değil. Gazze'deki katliamların, açlıktan ölen mazlum bebek ve çocukların bir bedeli olacak elbette. Hiçbir zulüm sonsuza kadar sürmez.

Süveyda ekseninde başlayan olayların da asıl müsebbibi İsrail.

Bendeniz, Dürziler'in İsrail tarafından kışkırtılarak katliama soyunmalarının "Terörsüz Türkiye" süreci ile bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Nitekim Dürzi Lideri Hicri'nin, olaylarının en kritik seviyesinde, "Davut Koridoru" vurgusu yapması ayrıca bu koridorun SDG'nin kontrolünde olmasına yönelik çağrısı dikkat çekici. SDG'nin Suriye'ye entegrasyona zorlandığı bir süreçte 'bir taşla üç kuş vurmayı' denedi İsrail. Ancak Dürziler konusunda hesaplar İsrail'in istediği gibi gitmiyor.

Arap/Bedevi aşiretlerinin devreye girmesi Dürziler üzerinden yürütülmek istenen "Davut Koridoru" hesabını altüst etmiş durumda.

"Bedevi aşiretleri bir anda nasıl devreye girdi" sorusuna Arap kamuoyunda dolaşan derin bilgi şöyle:

"Türkiye Arap aşiretlerini, Süveyda'da yaşanan İsrail destekli Dürzi katliamlarına engel olmaları konusunda teşvik etti. Bu çağrı anında karşılık buldu."

Eğer gelişmeler böyle ise şimdi yapacağım yorum anlamlı olur.

SDG henüz silah bırakmaya başlamamışken Suriye'de bir iç karışıklık ile "Davut Koridoru"na giden yolu İsrail açmış olacaktı. Bunun için Dürziler'i kullandı. SDG/YPG'ye; "Hazır ol" çağrısı yapıldı. Nitekim SDG/YPG cenahındaki hareketlilik, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan tarafından çok kararlı bir şekilde uyarıldı. MİT'in Mazlum Abdi'nin Dürzi liderler ve İsrail ile yaptığı görüşmelere vakıf olduğu bazı sosyal medya kanallarında dillendiriliyor.

Türkiye İsrail'in bu hain emelini bozmak için Arap/Bedevi aşiretlerini devreye soktu. SDG/YPG hareketliliği çok yakından takibe alındı. Türk SİHA'ları Kuzey Suriye'de kuş uçurtmadı. Suriye hükümetinin zora sokulduğu süreçte Dürziler üzerinden yapılan hesap bir anda İsrail'in aleyhine dönmüş oldu.