İsrail nasıl durdurulur

İsrail nasıl durdurulur
REFİK TUZCUOĞLU

Körfez'deki en büyük ABD üssüne ev sahipliği yapan Katar'ın başkenti Doha'nın İsrail tarafından bombalanması, askeri cüretkârlığın ötesinde bölge tarihinde bir travma anıdır. Bu saldırı, ABD güvenlik şemsiyesine sığınan bölge ülkelerine şu acı gerçeği gösterdi: Yıllardır milyarlarca dolar ödeyerek satın aldığınız koruma, İsrail söz konusu olduğunda koskoca bir hiçten ibaret.

Peki, İsrail'in Gazze'de yürüttüğü katliamlar, bölge ülkelerine yaptığı saldırganlıklar ve tüm dünyaya karşı bu pervasız şımarıklık nasıl durdurulacak

İslam İşbirliği Teşkilatı'ından kayda değer bir sonuç çıkmadı. Zaten böyle bir beklenti daha önceki yazımda belirttiğim gibi safdillik olurdu. Cevap, artık tek bir başkentte değil. Eş zamanlı olarak harekete geçen çok sayıda başkentin kurduğu yeni denklem arayışlarını görmezden gelemeyiz.

Bu denklemi anlamak için önce nelerin çökmekte olduğunu görmek lazım. Financial Times'ın belirttiği gibi, "Netanyahu'nun riskli hamlesi, Trump'ın Körfez stratejisini sarstı." Saldırı sonrası Trump'ın Netanyahu'ya sözde öfkesi ve Katar'a verdiği "bir daha olmayacak" sözü, aslında bir acziyetin itirafıdır.

Peki, mevzu İsrail olunca Trump neden sessiz Neden İsrail'e karşı somut bir adım atamıyor

Bu sorunun cevabı, uluslararası bloklarda aylardır fısıldanan o kirli sırda yatıyor. İddialara göre İsrail istihbaratı, Jeffrey Epstein'in şantaj adasındaki kayıtlar üzerinden pek çok Amerikalı siyasetçiyi, önde gelen meşhurları ve tabii ki Trump'ı da esir almış durumda. Kendi siyasi geleceği rehin alınmış bir başkanın, İsrail'in saldırganlığına adil bir çözüm bulması beklenebilir mi

İşte bu acı gerçek, bölgede tarihi bir uyanışı tetikleyebilir. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın, Mısır televizyon kanalı "MBC Masr"a Doha'daki zirvede alınan "basına yansımayan kararlar"la ilgili yaptığı dikkat çekici açıklama, yeni bir dönemin habercisi. Kınama metinlerinin ardından, derinden yürütülen karşı hamlelerin mayalandığı bir döneme mi giriliyor

Yeni dönemin sarsıcı adımlarından biri Suudi Arabistan'dan geldi. Riyad, Pakistan ile imzaladığı "Savunma ve Güvenlik Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı" ile tüm dünyaya net bir mesaj verdi. Bu, Pakistan'ın nükleer şemsiyesini ve askeri gücünü Suudi Arabistan'ın arkasına koyan, İsrail'in iki kez düşünmesini gerektirecek bir hamle. Ve bir yönüyle Pakistan demek, Çin de demektir. Pakistan üzerinden bölge ülkeleriyle Çin'in irtibatlarını geliştirmesi, ABD'yi ne kadar mutlu eder

Uyanış bununla da sınırlı değil. Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Camp David Anlaşması'ndan bu yana bir ilke imza attı. Arap dünyasının birleşerek 'düşmanın' kendilerine bakışını değiştirmesi gerektiğini söyledi ve İsrail'i ilk kez hasım olarak tanımladı. Mısır donanmasının Doğu Akdeniz'de Türk donanmasıyla ortak tatbikat yapması ise bu yeni arayış adına sembolik bir anlam taşıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Netanyahu'ya hitaben; "Zulüm ile abat olunmaz. Yaptığın her cürmün hesabını hukuk önünde vereceksin" şeklindeki kararlı sözleri, yeni direniş ekseninin siyasi liderliğini gösteriyor.

İsrail'i askeri güçle durdurma ihtimali şimdilik masada değil. Masada başka can yakıcı seçenekler tartışılıyor. BAE merkezli Al Habtoor Araştırma Merkezi'nin raporuna göre, İslam ülkelerinin Türkiye ve Pakistan ile birlikte İsrail'e uygulayacağı bir