Avrupa'nın savaş paniği
Refik Tuzcuoğlu
Her yıl olduğu gibi, The Economist dergisi sembollerle dolu 2026 kapağını yayınladı. Küresel elitlerin dünyaya hangi mercekten baktığını gösteren kapak, şifreli mesajlarla dolu.
Economist editörü, "Bu Donald Trump'ın dünyası, biz sadece içinde yaşıyoruz" diye özetliyor kapak tasarımını. Derginin Avrupa başkentlerindeki tercümesi net: ABD'nin "Önce Amerika" diyerek izolasyonist bir döneme girdiği ve bu durumun devam edeceği anlaşılıyor.
Donald Trump, kural temelli sistemi öngörülmez davranışlarla sarsıyor. Öngörülmezliği şimdilik stratejik bir avantaj gibi kullansa da, uzun vadede ABD'yi yalnızlaşmaya sürükleyeceği kesin gibi. Zira ne yapacağı belli olmayan bir ülkeye duyulan güven endeksi zayıflayacaktır.
Tam da bu "Amerikan güvencesizliği" hissinin üzerine, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic gündemi sarsan bir itirafta bulundu: "Avrupa, Rusya ile savaşa hazırlanıyor... Sırbistan şu anda çekiçle örs arasında kalmış durumda."
Peki, Vucic'in bu çıkışı abartılı bir panik mi, yoksa Üçüncü Dünya Savaşı insanlık için ciddi bir risk mi
Rus Devlet Karakteri ve Sahadaki Gerçeklik
Avrupa'nın endişesini anlamak için iki temel veriye bakmak gerekir: Sahadaki aksiyon ve Rus devlet karakteri.
Sahadaki aksiyon "Donetsk'in kapısı" olarak görülen stratejik şehir Pokrovsk'un düşmek üzere olduğunu gösteriyor. Rusya, asker kaybını hiçe sayan saldırılarda bulunuyor. Rus savaş geleneği, kayıpları umursamayan bir yapıdadır. Rusya'nın ısrarla ateşkese yanaşmaması ve cephe hattını Batı'ya doğru ilerletmesi, "yayılmacılığın" soyut bir tehdit olmadığını kanıtlıyor.
Rus siyasal kültürü, Batı'dan köklü bir şekilde ayrılır; 'demokrasiyi' değil, 'devletin gücünü' önceler. Bunun nedeni basittir: Tarihinde iki kez (Çarlık ve SSCB) dağılma tehlikesi yaşayan Rusya, 'güçlü merkezi otoriteyi' ve 'Büyük Rusya İdeali'ni (yayılmacılığı) bir zayıflık değil, varoluşsal bir zorunluluk olarak görür. O sebeple Putin'in "yeni bir çar" hüviyetine bürünmesi ve eski Sovyet coğrafyasında yayılmacı bir politika izlemesi Rus kamuoyunu rahatsız etmiyor.
Avrupa'nın Çıkmazı
Rusya'nın bu "değişmez devlet karakteri" önce Gürcistan'da, sonra Ukrayna'da somut bir askeri eyleme dönüştü. Avrupa'nın paniği, Putin'in bu hamlelerinden ziyade Rusya'nın tarihsel kimliğinden kaynaklanıyor. Putin, eski Sovyet coğrafyasının kaybını Gorbaçov döneminin ciddi bir hatası olarak görüyor. Hatta Ukrayna macerasından sıyrıldığında, Batı'daki Polonya, Estonya gibi ülkelerin yanı sıra, Doğu'daki Türk Cumhuriyetleri de Rusya'nın muhtemel hedefi olabilir. Rusya uygun zemin ve koşulları temin ettiğinde operasyon yapabileceği izlenimini veriyor.
Avrupa'nın krizi ise iki yönlü:
Birincisi, The Economist'in de tespit ettiği gibi ABD güvenlik şemsiyesi kapanıyor. Bu harici bir faktör.

5