İsrail Türkiye Amerika

İsrail Türkiye Amerika

Recep Öncel

İsrail kudurmuş saldırıyor.

Şehit sayısı 66 bine dayandı.

Bu teröristler bombaladı. Çocukları kadınları yok etti. Hastaneleri harabeye çevirdi. İnsanları aç bıraktı ve açlıktan dolayı binlerce kişi hayatını kaybetti.

Şimdi de kara harekâtı yaparak, Gazze'yi işgal ediyor. Milyonlarca insanı, Sina Çölüne sürgün etmek istiyorlar.

İnsanlık tarihinin, en büyük soy kırım projesini uyguluyorlar.

Tabii ki yaptıkları katliam tepki görüyor.

Son olarak, 157 ülke Filistin Devletini tanıdı.

Sumud Filosu Gazze'ye yardım için yola çıktı. Birçok ülkeden insanlar, yapılanlara öfkeliler. İsrail bu filoya bile dronlar, ses bombaları, kimyasal maddelerle saldırı düzenledi.

Kudüs Rum Ortodoks Patriği, Cumhurbaşkanımıza, Hz. Ömer'in Kudüs fethinin ardından, kendilerine verdiği emannameyi (güvence belgesi) takdim etti. Böylece; Türkiye, bizi korusun, demiş oldular.

Gelişmeler karşısında Siyonistler, İsrail'in yaptıklarına, kılıf aramaya başladılar. Meşruiyet zemini bulmaya çalışıyorlar.

Bugüne kadar 'Hamas'a karşı kendimizi savunuyoruz' diyerek, gerçek amaçlarını gizliyorlardı. Ama bugün Vadedilmiş Topraklar ve Büyük İsrail Projesi için, açıkça niyetlerini ortaya koyuyorlar.

Netanyahu bir konuşma yaparak; "Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'dan 'Osmanlı'nın İstanbul'a götürdüğü, Siloam yazıtını istedim, ama kabul etmedi', dedi. 'Kudüs İsrail'in ebedi başkentidir, bizim şehrimizdir, sizin değil!" diyerek, adeta meydan okudu.

Görüldüğü gibi, İsrail'e tarih kurguluyorlar. Teo politik tavırlarına, zemin hazırlıyorlar.

Hâlbuki konu tartışmalıdır. Bu yazıt bir tapu belgesi değildir.

Bilakis mukaddes beldeye ait, başta Abdülhamit Han ve Vakıflarımıza ait tapular bizim arşivlerimizde bulunmaktadır. Elimizde mevcut olan belgeler, Kudüs'ün bize ait olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Bugüne kadar Kudüs'ten birçok medeniyet geçmiş ve 521 yıl Yahudiler 752 yıl Müslümanların hâkimiyetinde kalmıştır. Bütün Dünya'ya bu gerçekler anlatılmalıdır.

Gelinen noktada İsrail Başbakanına en güzel cevaplardan birisi Sayın Devlet Bahçeli tarafından verildi. MHP lideri; '9 Aralık 1917 tahinde işgal edilen yerdir, Kudüs. Oyunlarla elimizden alınan yerin adıdır, Kudüs.

Kudüs'ü 100 yıl önce bırakmak zorunda kalmıştık. Ancak bu kez kaderine terk etmeyeceğiz.

Kudüs düşerse tarih düşer, İslam zaafa uğrar. Kudüs düşerse Ankara kaybeder, İstanbul kavrulur. Buna kimsenin hakkı yoktur ve hiç kimse yapamayacaktır.

Türk-Rusya ve Çin ekseni kurulmalı, hep birlik olmalıyız. Bizler, İsrail ve Amerika'nın coğrafyamızı işgal hareketine karşı durmalıyız' diyerek, düşüncelerini ortaya koydu.

Devlet Bey vatansever, bir insandır. Jeopolitik durumu iyi okuyan bir siyasetçidir. Söylediklerine dikkat edilmelidir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'da, İsrail Başbakanına ağzının payını vererek;

'Kudüs-ü Şerif'i, namahrem ellerin kirletmesine izin vermeyiz. Hitler özentisi tiplerin, kuyruk acısı belki de hiç geçmeyecektir. Gerilimden beslenen ve bölgeyi kan deryasına çevirmek isteyenlerin karşısında, tarih boyunca olduğu gibi dimdik duracağız. Asırlarca İslam'ın bayraktarlığını üstlenen bir milletin efradı olarak, hizmet etmenin şerefini yaşadık. Kudüs, bizimle birlikte 2 milyarlık İslam âleminin ortak davası ve hafızasıdır. Onlar öfke nöbetleri geçirmeye devam etsinler. Biz Müslümanlar olarak haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz.' dedi.

Sayın Cumhurbaşkanı BM'de yaptığı konuşmada ise; Ateşkesin ilanı, Gazze'ye insani yardımların engelsiz girmesi, İsrail'in güçlerini çekmesi gerekiyor. Filistin'in Birleşmiş Milletlere tam üyeliğinin vakti gelmiştir. Gazze Filistin'in ayrılmaz bir parçasıdır. Biz Türkiye olarak, 1967 sınırları dâhilinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin için, mücadeleye devam edeceğiz; diye sözlerini sürdürdü.