DOĞU TÜRKİSTAN
RECEP ÖNCEL
İsmi Türkistan adından türemiştir. Farsçadan gelmektedir. Türklerin oturduğu yer anlamında kullanılır.
Çin sınırları içinde kuzeybatıda özerk bir bölgedir ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi olarak bilinir.
Uygurlar 1933 yılında Doğu Türkistan İslam Cumhuriyetini kurdular. Ama 1949 senesinde ise Çin Halk Kurtuluş Ordusunun bölgeye gelmesiyle Çin'e ilhak edildi.
Başkent Urumçi'dir, bayrağı mavi renk üzerine beyaz ay yıldızdan oluşmaktadır. Konuşma dili Uygurca'dır.
Burası tarihin en önemli ticaret yollarından birisi üzerindedir. Uzak Doğu ile Avrupa'yı, Sibirya ile Güney Asya'yı birbirine bağlar. İpek yolu kavşağındadır.
Sincan Özerk Bölgesi Çin'in kuzey batısında olup, güneyde Tibet, doğuda Moğolistan, kuzeyde Rusya, batıda Kırgızistan Tacikistan Afganistan Pakistan ve Hindistan'la komşudur.
En büyük ikinci Türk yurdudur. 1,66 milyon km² alanı kapsamaktadır. Çin Halk Cumhuriyeti'nin en geniş bölgesidir.
Doğu Türkistan'da resmi rakamlara göre 11.milyon 300 bin Türk yaşamaktadır. Ancak tahminlere göre bu rakamın 35 milyon olduğu sanılmaktadır. Ayrıca Doğu Türkistan'ın 50 bin kişilik ordusu vardır.
Bu ülke yer altı kaynakları bakımından çok zengindir. Kömür, demir, altın, petrol ve doğal gaz gibi kaynaklar açısından değerlidir.
Ancak Çin tarafından işgal edilmiştir. Doğu Türkistan topraklarında yaşayan kardeşlerimize zulüm yapılmaktadır.
Çinliler, şu şekilde hareket ediyorlar;
Uygur Türklerine saldırı yapıyorlar.
Haberleşme ve iletişimi kesiyorlar.
Sokağa çıkma yasağı uyguluyorlar.
Çin askerleri gece yarısı evlere saldırıyorlar.
İnsanları gözaltına alıyor ve öldürüyorlar.
Camileri basıyorlar, ibadete engel oluyorlar.
Okullarda öğrencileri sindiriyorlar.
Eğitim hayatını engelliyorlar.
Çin Devleti ekstra olarak aldığı kararlarla, başörtüsü takan kadınlar ve sakallı erkeklerin toplu taşımadan yararlanmasını yasakladı.
Günümüzde zulüm doruğa ulaştı.
Çinliler Uygur Türklerine karşı Devlet Terörü uyguluyorlar.
Özellikle Türkleri asimile etmeye uğraşıyorlar.
Bu milleti kendi kimliğinden koparmak istiyorlar.
Türkler daha doğmadan anne karnında yasaklarla karşılaşıyor. Anne karnında çocuğu düşürüyorlar. Doğum kontrolü ve nüfus planlaması adı altında mecburi kürtaj yapılıyor. Buna uymayanlara yüksek para cezaları ve başka cezalar uygulanıyor.
Doğu Türkistan'da insanlar sağlıklarını kaybediyor. Psikolojik problemlerle karşılaşarak rahatsızlanıyor.
Zorla çalıştırılıyor, insan onuruna yakışmayacak işler yaptırılıyor.
Çin Polisi, Uygur Türklerine kötü davranıyor. Bütün Türkleri 'hırsız ve terörist' olarak kabul ediyor.
Netice, Türkler hayati tehlike altında yaşamak zorunda kalıyorlar.
Bugün evlerde dini kitap bulundurmak yasaklanmış ve İslami inançları uygun olarak ibadet etmek imkânsız hale gelmiş durumda.
Namaz kılmak yasak,
Oruç tutmak yasak,
Sakal bırakmak yasak,
Ezan okumak yasak,
Giyim tarzı olarak, tesettür yasaklandı.
Müslümanlara daha başka kötülükler de yapıyorlar.
Zorla domuz ve köpek eti yediriyorlar.
Zorla içki içiriyorlar.
Zorla her eve bir Çinli erkek yerleştiriliyor.
Türk kadınları zorla Çinlilerle evlendiriyorlar.
Uygur kızların ırzına geçiyorlar.

12