BİRLİK VAKFI EVLİLİK VE AİLE PANELİ

BİRLİK VAKFI EVLİLİK VE AİLE PANELİ

Recep Öncel

Birlik Vakfı Türkiye'nin önde gelen Sivil Toplum Kuruluşlarındandır. Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 27. TBMM Başkanı İsmail Kahraman, önceki dönem Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar olmak üzere, siyasetçi akademisyen bürokrat iş adamı gazeteci yazar birçok insanın faaliyetlerine iştirak ettiği, ülkemizin kültür hayatında katkıları bulunan bir kurumdur.

22 Kasım 2025 tarihinde İstanbul Birlik Vakfı Genel Merkezde, günümüzde önemli bir mesele olan 'EVLİLİK VE AİLE' konulu panel düzenledik.

-Recep ÖNCEL- Yeni Akit Gazetesi Yazarı,

-Prof. Dr. Adem ESEN -İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı,

-Prof. Dr. Saffet KÖSE -Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü, olmak üzere sunum yaptık.

Benim mesele hakkında şöyle bir konuşmam oldu;

'Aile kurumu; evlilik ve kan bağıyla beraber karı koca ve çocuklardan oluşan birliktelik olarak tanımlanır.

Allah Teâla, insanı yaratmış, ona kendi ruhundan can vermiş ve yeryüzüne göndermiştir.

Ailenin temeli, ilk olarak Hz. Âdem ve Hz. Havva'ya dayanır. Nesilden nesile geçen en güçlü kuruluş, aile yuvasıdır.

Dünya hayatında ilk aile bu çiftle oluşmuş, doğan çocuklar ve torunlarla günümüze kadar gelinmiştir.

Tarih boyunca her inanışta aile vardır. Toplumların aile yapısı, kendi inanç ve kültürüne dayanır ve toplum buna göre şekillenir.

Aile iki başlık altında ele alınabilir.

1-Çekirdek Aile; Ana baba ve çocuklardan meydana gelen ailedir.

2-Geniş Aile; Ana baba çocuk dede nine gibi aile fertlerinden oluşur.

Aile kurumu içinde, karı koca fıtri ihtiyaç olan karı koca birlikteliğini, nikah meşruiyeti ile yaşarlar. Bu şekilde, zina ve gayrimeşru ilişkilerden korunarak neslin devamı sağlanmış olur.

İncelendiği zaman bütün dinlerde evlilik ve ailenin kutsal olduğu görülür. Özellikle İslam dini aileyi çok önemli kabul etmiştir.

Resulullah Efendimizden başlayarak günümüze kadar, aileye değer verilmiş, Sevgili Peygamberimiz, Hadisi Şerif'te; Evleniniz çoğalınız. Çünkü kıyamet gününde ben sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim; diye, buyurmuştur.

Evlilikte esas unsur, nüfusun çoğalması neslin devamı olup, amaç; Allah ve Resulünü hoşnut edecek bir nesil yetişmesidir.

Türkiye'de modernleşme akımları sonrası meselelere yanlış teşhis konulmuş, toplumda dinin etkisi sınırlandırılmaya çalışılmıştır.

Ülkemizde 1960 yılından sonra devlet politikası olarak, nüfus planlaması yapılmış, bu politikalar Koçların yönettiği Aile Planlama Vakfı vb. kurumlarla desteklenmiştir.

Yine basın yayın, sosyal ortamlarda, evlilik ve aile müessesesi kötü bir kurum olarak lanse edilmiş, 'aman çocuk yapmayın, bakamazsınız, aç kalırsınız, hayatınızı yaşayın' gibi algılar, topluma kabul ettirilmeye çalışılmıştır.

Şimdi ülkemizde ahlaki çöküş yaşanmaktadır. Bazı üniversitelerde ve okullarda, bizim geleneklerimize inançlarımıza uygun olmayan davranışlar yapılmaktadır.

Bunun yanında gençler barlara gidiyor, alkol içiyor, uyuşturucu alıyorlar. İçtiklerinin etkisiyle, kendilerinden geçiyorlar. Eğlence mekânında tanıştığı insanla cinsel ilişkiye giriyor ve sabaha kadar kiminle beraber olduğunun farkına bile varmıyorlar.

Anne babalar bu durum karşısında, feryat ediyorlar. Biz feryat etmek yerine özeleştiri yapmanın, hataları görerek yanlışları düzeltmenin, daha doğru bir yöntem olduğunu düşünüyoruz.

Bugün çocuklar el bebek gül bebek yetiştiriliyor, bir dedikleri ikiletilmiyor. Altlarında son model arabalar, ellerinde pahalı cep telefonları, hiçbir sorumluluk almadan büyüyorlar.

Neticede psikolojik problemler artıyor, ahlaki kaygısı olmayan, toplumla uyumsuz, çalışmayan, hiçbir iş beğenmeyen, evde yan gelip yatan; kendisine, ailesine, ülkesine faydasız gençlerin sayısı artıyor.

Hâlbuki gençleri eğitmek, hayata hazırlamak, çalıştırmak, onlara sorumluk yüklemek, daha iyi bir davranış biçimidir.

Günümüzde aileye düşmanlık edenler, insanlığa zarar vermekte ve her alanda faaliyet göstererek, yarınlarımızın teminatı olan çocuklarımızı, kimliklerinden koparmaya çalışmaktadırlar.

2024 yılında Paris'te düzenlenen olimpiyatlarda, LGBT propagandası yapılmış ve bütün bunlar Dünyanın gözü önünde gerçekleşmiştir.

Bugün Dünya'da müstehcenlik artmış, kadın mahremiyeti ortadan kaybolmuştur. Seks, şiddet, alkol, uyuşturucu, kumar, gençleri, aileyi, toplumu tehdit etmekte, geleneksel aile anlayışı yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır.

Birçok Müslümanın basireti ortadan kalkmıştır, çoğu insan yapılanların farkında bile değildir.

Hadiseleri yönlendirenlerin buradaki amacı, Dünyayı ve Türk toplumunu ifsat etmektir.

Küresel güçler; 'İnsan nüfusu azalsın, bir zaman sonra nüfus kendiliğinden sıfırlansın' diye arzu etmektedirler

Ama, aynı odaklar ne enteresandır ki İsrail de nüfusun çoğalmasını teşvik ediyorlar.

Yahudi iktisatçı Malthus, şöyle bir teoriyi savunmaktadır; 'Nüfus artışı geometrik dizi şeklinde oluyor. Buna karşılık gıda kaynakları aritmetik dizi şeklinde artıyor. Gün gelecek gıdalar yetersiz kalacak, açlık meydana gelecektir. İnsanlar bunun için önlem almalı, nüfus planlaması yapmalıdır'.