Aile ve özeleştiri

Aile ve özeleştiri

Recep Öncel

Aile kurumu sorun yaşıyor.

Anne babalar feryat ediyor.

Biz feryat etmek yerine; öz eleştiri yapmanın, hataları görmek ve yanlışları düzetmenin, daha doğru olduğunu düşünüyoruz.

Gelin, yaşanan bazı olayları burada zikredelim.

Bir anne, şöyle diyor. 'Aslında ben kızımı Diyanetin 4-6 yaş grubu Kur'an kursuna gönderdim. Ama şimdi 18 yaşında ve mini etek giyiyor, acaba nerede yanlış yaptım Bu anneye cevap; kızınızı evde ayağıma dolaşmasın, televizyonda rahat rahat dedikodu programları izleyeyim diye gönderdiniz. Sübhaneke öğretiyorlarmış diye vicdanınızı rahatlattınız. Lise çağlarında ise çocuğu yönlendirmediniz, şuur vermediniz' bugün ne hakla böyle konuşuyorsunuz.

Evet bizler çocuklarımıza yeterince sahip çıkmıyoruz veya onları şımartmayı iyi bir şey zannediyoruz.

Bu konuyla ilgili hatıramı, aktaracağım. Birkaç yıl oldu. Sabah uçağıyla şehir dışına çıkacağım. Bir taksi çevirdim. Hava alanına gidiyoruz. Bağdat caddesinden sahil yoluna çıktık. Yanı başımızdan son sürat bir otomobil geçti. Taksi şoförü 'abi bu çocuklar araba yarışı yapıyorlar. Bir süre önce, Kadıköy'de zengin birisi vardı. Onun oğlu çok şımarıktı. Caddede kaza yaptı ve çocuk öldü. Adamcağız olay yerinde ah vah ederken, bazı arkadaşlar babasına; biz çok ikaz ettik, dinlemediniz, çocuk başkalarına zarar verirken önemsemediniz, bakın şimdi kendine zarar verdi, dediler' diye söylemişti.

Geçenlerde 15 yaşında bir kız sevgilisi tarafından öldürüldü, basından takip ettik hepimiz çok üzüldük.

Peki şimdi soruyoruz; ufacık bir kız çocuğunun sevgilisi olur mu Bu çocuğun anne babası nerede Her konuda beyanat veren anlı şanlı kadın örgütleri nerede

Yine bir arkadaşım; 'geleceğin psikopatları' diye bir yazı göndermiş.

Bir anne şikâyet ediyor; 'Oğlan 30 yaşına geldi. Okumadı. İş beğenmiyor, bulduğumuz işlere bu iş yorucu bana yakışmaz, bu paraya bu iş yapılmaz diye gitmiyor. Bütün gün evde duruyor. Anne babaya emirler yağdırıyor. Beni doğurdunuz, istediğimi yapmak zorundasınız' diyor.

Rakamlara bakıldığında Türkiye'de 5 milyon ev genci (çalışmayan evde boş oturan) olduğu görülüyor.

Bir başka anne; 'Her sabah özel şoför, çocuğu okula götürüyor. Haftalık harcaması asgari ücretten fazla, kredi kartıyla istediğini alabiliyor. Ama hayatından memnun değil', diye derdini dile getiriyor.

Bakınız, özel üniversitelerin araba park yerlerinde lüks marka arabalardan geçilmiyor.

Bakınız, çocuklar ellerinde pahalı cep telefonu oyun oynuyor ve mesajlaşmaktan başka bir şey bilmiyorlar.

Bakınız, gençler sabahlara kadar barlarda eğleniyor, içki içiyor, uyuşturucu alıyor. Kafayı buluyor, anne babasına el kaldırıyorlar.

Anna babalar ise, mevcut durum karşısında bocalama süreci yaşıyorlar; 'Ama biz bu çocuğun doğduğundan beri hiçbir şeyini eksik etmedik, her istediğini yaptık, bir eli yağda bir eli balda yetiştirdik', diyorlar.

Evet, işte meselenin bam teli burasıdır!

Çocuğun her istediğini yapmak, sorumsuz ve doyumsuz bir evlat yetiştirmeye sebep olmaktadır. Ancak, 'aman ben yapamadım çocuklar yapsın' diyen ve 'zamane gençleri böyle' diyerek, sorunları görmezden gelen anne babalar, bu işte hatalıdır.

Neticede, maalesef problemli bir nesil yetişiyor.

Hadisi Şerif'te, kıyamet alametlerinden birisinin de' Köle kadınların efendilerini doğurması' olduğu ifade edilmektedir. Burada günümüzde yaşananlara, aile ilişkilerine, çocukların anne babaya karşı davranışlarına, dikkat çekiliyor.

Maalesef, çocuklar anne babaya hakarette bulunuyor ve küfür ediyorlar. İtaat etmiyorlar. Anne babanın sözlerini tutmuyorlar. Adeta anne babaları, bir esir ve bir köle gibi görüyorlar.

Günümüzde yanlış metotlar, televizyon dizileri ve sosyal medya, toplumun ahlakını çökertiyor.

Manevi eğitim eksikliği neticesinde boşluk meydana geliyor, bu da çok büyük sıkıntılara sebep oluyor.

Toplumda psikolojik problemler artıyor, antidepresan hap kullanımı %300 yükseliyor.

Bugün aile hayatımızda yıkımla birlikte, ahlaki değerler kayboluyor. Aileden kopuş meydana geliyor. 18 yaşına gelen çocuklar ayrı eve çıkmak ve özgür yaşamayı arzu ediyorlar.