Terörsüz Türkiye sürecine farklı bir bakış: "Nazım Hikmet ve Kürtler"
Ramazan Topdemir
Terörsüz Türkiye'ye bir de geçmişteki sosyal, kültürel dinamikler ile bakmak gerekir. Yani dünün yaşanmışlıklarından bilgi ve ders alarak günümüzü şekillendirbiliriz..Bu bağlamdan yola çıkarak toplumun kültürüne ve tarihsel sürecine kazanım sağlamış şahsiyetlerin faaliyetleri de bugünkü sürece katkıda bulunacaktır. Bu ifadelerinden sonra ana konumuza başlamak mümkündür:
Nazım Hikmet ve Kürtler:
Kürt ve Türk kardeşliğini pekiştiren şairlerden birisi de Nazım Hikmet'tir. Nazım Hikmet, halkların kardeşliği çerçevesinde Kürtleri de unutmamış, dönemin sıkıntılı şartlarına rağmen, Kürtlerin duygularını ifade ederek, Kürtleri yalnız bırakmamıştır.
Nazım Hikmet'ten Kürtlere Destek:
Nazım Hikmet, dil bilimci Celadet Ali Bedirhan ile mektuplaşarak, Kürtler ve Türkler hakkındaki görüşlerini ifade eder. Kısa başlıklarını paylaşacağımız bu mektupta Kürt ve Türklerin tarihsel kardeşlik bağlarını olumlu bir şekilde ortaya koyar.
İşte Nazım Hikmet'in, Celadet Ali Bedirhan yazdığı mektubundan satır başları:
Kürt ve Türklerin Tarihten Gelen Kardeşliği:
"Kökleri yüzyılların derinliklerine dalan ve tarihiyle, kültürüyle Kürt milletinin önemli bir çoğunluğu Anadolu'nun bir parçasında yaşar. Anadolu'nun öbür parçasında yaşayan Türk halkı, Kürt halkını kardeş sayar. Anadolu milli kurtuluş hareketi yalnız Türkler için değil Kürtler için de tarihlerinin en şerefli sayfalarından biridir. "
Nazım Hikmet ;"Memleketimden İnsan Manzaraları" adlı şiir kitabının 87 ile 261 sayfalarında Kürtlerle ilgili şu kısa dizelere yer verir. Nazım Hikmet kitabında: Aydınlı Jandarma Başçavuşu Hüsnü'nün, karısı Emine'yi konuştururken şöyle yazdığını öğrenmekteyiz.
"Hüsnü Çavuşla on beş yıl, bayan hemşire,
Kalmadı gezmediğimiz yer/Karadeniz'de içinde Lazların,
Şarkta Kürtlerin arasında./Kürtlere kuyruklu derler yalan.
Kuyrukları yok./Yalnız çok asi, çok fakir insanlar.,
Zenginleri de var/Ama çok az.
Nazım Hikmet'in, eşi Münevver Hanım, Celal Talabani ile de tanışarak ailece faaliyetlerde bulunurlar:
Nazım Hikmet'in çocukları ve Münevver Hanım, Kürt öğrencilerinin yanında yer almış ve Kürtlerin niteliklerine büyük bir değer biçmiştir. Celal Talabani ve Kemal Fuat gibi Kürt şahsiyetleriyle de tanışan Münevver Hanım, Kürtler ile olan ilişkilerini daha sonra Fransa'da da sürdürmüştür. Nazım'ın ailesi Kürtlerle dayanışma içine girer: Nazım Hikmet'in eşi, Münevver Hanım, oğlu Mehmed Nazım, üvey kızı Renan'ın Polonya'da bulundukları yıllarda Kürtler ile belli bir dayanışma içinde olmuşlar. Bu yıllarda çekilen bazı fotoğraflarda Kürtler tarafından düzenlenen faaliyetlere Nazım Hikmet'in aile bireyleri de katılmışlardır.

4