L?fla iş bitmiyor, l?fla aş pişmiyor!

Ülkemizde yaşanan dramları anlatmaya bu sütunlar yetmez.

İnsanlarımızın hemen her birinin, bir değil birçok derdi var.
"Bir dokun, bin ah işit" derler ya... İşte öyle bir şey...

İktidarın "Emekliler Yılı" "Türkiye Yüzyılı" gibi abartılı sloganları sadece bir hayal...

"Türkiye'yi tarihinin en büyük yatırım hamleleriyle buluşturmuş bir iktidar olarak Cumhuriyet'imizin ikinci asrını ittifak ortaklarımızla birlikte 'Türkiye Yüzyılı' olarak taçlandırmaya kararlıyız." diyorlardı...

Ne güzel değil mi
Evet, sözler gerçekten iyi ama lâftan öteye gidemiyor ve ne yazık ki, lâfla karın doymuyor, açlar tok olmuyor!

Halimize şöyle bir bakalım:

? Dünya ekonomi endeksinde 167 ülke arasında 103'üncü durumdayız.

? Medya özgürlüğü endeksinde 180 ülke arasında 165'inciyiz...

? Refah endeksinde Türkiye'miz 167 ülke arasında 93'üncü sırada...

? Mutluluk endeksinde 112 ülke arasında 102'nciyiz...

? Enflasyon endeksinde Avrupa şampiyonuyuz. Dünya sıralamasında ise 10'uncuyuz.

? Kara para aklayan ülkelerin alındığı kara listeden bir önceki GRİ LİSTEDE bulunuyoruz.

? İngiltere, Hollanda gibi Avrupa ülkelerinin bankaları artık Türk vatandaşlarına hesap açmıyor.

? Cumhuriyet'in gözbebeği olan bütün fabrikaları sattık, şimdi satacak başka şeyler arıyoruz.

? Dış borçlanmamızın toplamı Osmanlı Devleti'ni yıkan "140 yıl önceki Duyunu Umumiye" zamanındaki borçları bile aştı.

? Halkın oyunu alarak milletvekili olan Can Atalay hâlâ hapiste... "Ülkede anayasa ve hukuk var mı, yok mu" tartışmaları büyüyor.

? İktidar hem Anayasa'ya uymuyor ve Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına saygı göstermiyor, hem de "Yeni Anayasa yapalım" diyor. Uyulmadıktan sonra anayasa yapmanın ne anlamı var

? Yargı karmakarışık. İktidardan cesaret alan alt mahkemeler, Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını dinlemiyor.

? Ülkede temel hak ve özgürlükler keyfe göre uygulanıyor.

? İktidar ortaklarından "Anayasa Mahkemesi kapatılsın" diyenler var.

Yukarıdaki maddelere daha birçokları eklenebilir. Tüm bunlara baktığımız vakit "Türkiye Yüzyılı" iddiasının içinin ne kadar boş olduğunu görüyoruz.

Türkiye Yüzyılı'nda, işçilerin anlam olarak büyük değer verdikleri Taksim Meydanı'nda "1 Mayıs Bayramı"nı kutlamalarına bile izin verilmiyor.

Anayasa'nın emirlerinin aksine, insanlarımızın özgürlükleri kısıtlı...