İndirecek mi Bindirecek mi

Bugüne kadar iktidarın oyalama ve inkâr politikası ile yaşadığımız hazin günlere geldik.

Ülke bin bir sıkıntı içindeyken bile "Avrupa bizi kıskanıyor!" diyorlardı. Saf halkımız da buna inanıyordu ama...

Artık deniz bitti, gemi karaya oturdu.

Tam olmasa bile millet uyanmaya başladı...

Yerel seçimlerde Cumhur İttifakı'na ağır bir tokat indirmesi "Bu sana bir uyarıdır, kendini toparlamazsan ilk seçimde yumruğumu yer nakavt olursun!" anlamına geliyor.

İktidarın şimdiye kadar uyguladığı taktik "Ayrılık yarat, karıştır, böl ve yönet" idi... Kaybedilen seçimlerden sonra "Siyasette yumuşama" sözleri manşetlere çıktı...

Kavgaların bitmesi, gerginliklerin sona etmesi tabii ki iyidir ama insanları canından bezdiren ekonomik güçlükler ne olacak Vatandaşa hançer gibi saplanan fiyat artışları ne zaman duracak Çileli halkımız ne zaman "Oh be!" diye rahat bir nefes alacak

Yumuşama lafları karın doyurmuyor!

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan "Yumuşama" ifadesini kullanırken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel "Normalleşme" diyor.

Bana göre de "Normalleşme" sözü daha uygun.

Çünkü gerçekten ülkede "çok anormal" günler yaşadık. Siyasette o kadar ağır sözler duyduk ki, küfür dağarcığımız genişledi. Halkımız yeni yeni hakaret çeşitleri öğrendi...

Artık siyasette bahar havası başladığına göre, o kötü sözleri artık duymayacağız demektir... Ne zamana kadar, bunu bilemeyiz!

AKP, 22 yıllık iktidarında iki ayrı Türkiye yarattı:

1) Sizin, bizim, hepimizin Türkiye'si...

2) Saray yandaşlarının Türkiye'si...

İki Türkiye arasında gelir uçurumu var...

Böyle bir Türkiye'de Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bugün "Tasarruf Paketi" açıklayacak.

Bu paket, artan yoksulluğa bir çare olacak mı Halkımız hiç değilse biraz nefes alacak mı

Bence zayıf bir ihtimal bu...

Halimiz, dilerim Nasreddin Hoca'nın hikâyesine benzemez!

Nasreddin Hoca'nın köyünde adamlar dört vakit namaz kılıyormuş, bundan da şikâyetçiymişler.

Hocayı kasabaya, müftüye yollamışlar:

"Müftüye söyle de namazı üç vakte indirsin!"

Hoca, müftüye gitmiş, selam, aleykümselam, lâfa başlamış:

"Bizim köylü dört vakit namazdan şikâyetçi..." der demez müftü yerinden fırlamış:

"Dört vakit namaz mı Yıkıl git karşımdan... Hiç dört vakit namaz olur mu Beş vakit, beş vakit namaz kılacaksınız!"