Dün 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 9'uncu ölüm yıldönümüydü.
Türk siyasetinin unutulmaz isimleri arasında yer alan ve Cumhurbaşkanı olarak görev yaptığı 7 yıllık sürede (1993-2000) Anayasa'dan bir milimetre bile sapmayan örnek devlet adamı kimliğiyle tarihe geçmişti.
Anayasa kitapçığını sürekli olarak cebinde taşıyan Demirel, Başbakanlığı döneminde de askeri darbelerle mücadele etmiş, 5 defa görevinden gitmiş, 6 defa gelmişti.
Büyük bir devlet adamıydı. Başbakanlığı döneminde zaman zaman sert bir dille eleştirdiğimiz Süleyman Demirel, Cumhurbaşkanlığı döneminde anayasaya sadık, düzgün, dürüst, laik Cumhuriyet ilkelerine bağlı olağanüstü bir yönetim sergileyerek sevgi kazanmıştı.
Dün SÖZCÜ'de, Demirel Vakfı'nın şu ilanı yayınlandı:
"Türkiye'nin babası, 'Büyük Türkiye' sevdalısı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 9. Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel'i rahmet, minnet, şükran ve özlemle yad ediyoruz."
Süleyman Demirel, dün saat 11.00'de Isparta İslâmköy Çaltepe'deki ebedi istirahatgâhı Anıt Mezarı'nda "Devlet Töreni" ile anıldı.
Türkiye'ye büyük hizmetleri olan Süleyman Demirel, yakından tanıdığım bir devlet adamıydı. Hafızası çok güçlüydü, sürekli okuyordu, olağanüstü bilgili ve hoşgörülüydü...
Süleyman Demirel fıkra anlatma üstadıydı. Fıkralarla eleştiri yapar, siyasi mesajlar verir, hem güldürür, hem düşündürürdü. Özellikle muhalefet lideri olduğu dönemlerde anlamlı fıkralarla iktidarı sarsardı. Onun anlattığı fıkraları not edip, kendisinden izin alarak "Baba'dan Fıkralar" kitabını yazmıştım. Kitabı çok beğenmiş, memnun olmuştu.
Bugün onu rahmetle, sevgiyle anarken aklıma gelen bir fıkrasını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Eski başbakan, yeni başbakana görev devrederken kapalı üç zarf vermiş:
"Bu zarflarda uzun yılların büyük deneyimi var. Başın sıkışırsa birinci zarfı, biraz
daha sıkışırsa ikinci zarfı, çok sıkışırsa da üçüncü zarfı açarsın" demiş.
Yeni gelen bir süre uğraşmış, didinmiş, fakat işleri düzene koyamamış.
Ülkede her şey daha kötüye gidip millet homurdanmaya başlayınca, aklına eski başbakanın kendisine bıraktığı zarflar gelmiş. Birincisini açmış:
Mektupta "Senden öncekileri kötüle!" diye yazılı...
Başlamış kötülemeye...
Gidene veryansın edip, demediğini komamış ama fayda etmemiş...
Bu kez ikinci zarfı açmış:
"Etrafını kötüle!"

76